İbrahim (as), deniz kenarında ölü bir adama rast gelir. Deniz hayvanları denizden çıkarak, hava hayvanları yere inerek ve kara hayvanları da gelerek onu yiyorlardı. Hz. İbrahim bunu görünce; “Ey Rabbim! Bu hayvanlar bunu yiyorlar, sonra onlar da ölecekler ve çürüyecekler. Sonra ise sen hepsini dirilteceksin. Bana onları nasıl dirilteceğini göster” dedi. O zaman Allah-u Teala; “dört kuş al” buyurdu. Hz. İbrahim, bu kuşları kesip parça parça etti. Sonra dört parçaya bölerek her birini bir dağa koydu. Daha sonra da onları çağırdı. Onlar da Allahın kudretiyle İbrahim (as)’a icabet ederek, yerlerinden kalktılar ve İbrahim (as)’ın göz hizasına geldiler. Orada her et parçası, kendi cinsini buldu ve birleşerek eski şeklini aldı.
Kadı Beyzavi hazretleri, bu makamda çok güzel söyler. Der ki: Hz. İbrahim’e kesmesi emredilen kuşlar; horoz, tavus, karga ve güvercindir. Her kim, nefsini ebedi bir hayatla diriltmek isterse, tavus kuşunun sıfatı olan süslenme ve güzelleşme sevdasını, horozun meşhur sıfatı olan sertlik ve sinirliliği, karganın sıfatı olan alçaklık ve uzun kuruntulu olmayı ve güvercinin sıfatı olan yüksekten uçmayı nefsinde öldürsün ki, ebedi bir hayat ile hayat bulabilsin. İşte o zaman insan, o sıfatları şeriatın çağrısıyla islama çağırdığında, o sıfatlar koşarak ona itaat ederler.
Ya Rabbi! İbrahim (as)’a bu dört kuşu kestirdiğin gibi, bize de nefislerimizde bu kuşların sıfatlarını kestir ve bizi razı olmayacağız hallerden kurtar. Amin!
