Müjdele
Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerimde “İman edip Salih amel işleyenleri ağaçları altında ırmaklar akan cennetler ile müjdele” buyuruyor.
Bu ayette geçen müjdele tabirinden şöyle bir hakikat çıkıyor ki Cennet amelin karşılığı, ücreti değil, ancak Allah’ın lütfudur. Şu hakikatı bir misâl ile fehimlere yaklaştıralım.
Bir adam bir işte çalışsın, ücret almak vakti gelince patronu ona dese ki “Sana müjdeler olsun, ücretini vereceğim”. Bu söz ne kadar abes olur öyle değil mi? Zaten o ücret onun hakkıdır. Müjdelemeye gerek yoktur. Fakat şöyle dese “Sana müjde ücretinle beraber bir de ev vereceğim”. Bu söz yerinde bir sözdür. Müjde vermeye değerdir.
İşte Cenab-ı Hak müjde tabirini kullanarak cennetin amelin karşılığı değil ancak kendi lütfu ve ihsanı olduğunu bu şekilde bizlere ders veriyor.
Hem yaptığı amel ile cenneti kazanacağını zanneden adamın hali; cebindeki yüzmilyon ile zengin bir adamın fabrikalarını alacağını zanneden adamın hali gibidir. O paraya o fabrika satın alınamayacağı gibi kısa bir ömürde, şu fani dünyada yapılan ibadetlerle uzun ve ebedi bir cennet elbette kazanılamaz.