Hücredeki kütüphane
Her bir hücrede binlerce DNA molekülleri vardır. Göz renginden tutun, parmak izine kadar, insanın sesinden, saç yapısına kadar bütün bilgiler bu DNA’larda kodlanmıştır.
Bir tek hücrede bulunan DNA molekülleri, her biri 20 bin sayfayı ihtiva eden 46 ciltlik dev bir ansiklopediye benzer. Ve bu kadar bilgiyi ihtiva eder.
İnsan da ise 60 bin milyar hücre vardır. Dünyanın en büyük ansiklopedisi ise 40 bin sayfadır. Acaba bir harf bile kâtipsiz olamazken, dünyanın en büyük ansiklopedisi olan 40 bin sayfalık Ana Biritanica kâtipsiz olabilir mi? Elbette olamaz.
Peki ondan 23 defa daha büyük olan DNA ansiklopedisi kâtipsiz olur mu?
Bir insan vücudundaki DNA moleküllerini çözerek uzunlamasına, arka arkaya dizsek, dünya ile güneş arasında 400′den fazla mekik dokur. Dünya ile güneş arasındaki mesafenin 150 milyon km. olduğunu unutmayın. Fakat katlanma yoluyla küçücük hücreler içine sızdırılmıştır.
Bunlar tesadüf olabilir mi? Bir hücredeki DNA bile tesadüf ile izah edilemezken, insanın tesadüfün oyuncağı olduğunu kabul eden kör fikre yazıklar olsun!
Ey kâfir dinle bak hücre ne söylüyor; “Bende dünyanın en büyük ansiklopedisinden kat kat fazla bilgi var. Eğer yaratıcı olarak iddia ettiğin sebeplerde veya tabiatta, bu bilgileri kodlayabilecek bilgi, hüner, kudret varsa gelsinler kodlasınlar.
Bir şehir sistemi içinde aksatmadan yürüttüğüm görevleri yaptırabilecek, diğer hücrelerle münasebetlerimi ayarlayabilecek güçleri varsa gelsinler göstersinler.
Mesela, kardeşim olan bir lenfosit hücresine değişik 30 bin hücreyi tanıyabilecek hafızayı verebilirlerse, akyuvarları bana hücum eden düşmanlara karşı beni korumak için gönderebilirlerse, alyuvarları birer erzak memuru gibi çalıştırabilirlerse çalıştırsınlar, görelim, sonra beni yarattıklarını iddia etsinler”