Zeki talebe
Felsefe öğretmeninin, senenin başından beri inançsızlığı -hem de ilim adına- anlatmasına kızan imanlı talebe şöyle bir oyunla öğretmenini rezil etmiş. Öğretmeninin gireceği dersten önce eline aldığı tebeşir ile tahtaya kocaman bir eşek resmi çizmiş ve tam ortasına öğretmeninin adını yazmış. Derse giren öğretmen, ismini tahtadaki eşeğin üzerinde yazılı olduğunu görünce hiddetlenerek söylenmiş:
-Kim bu eşeğin üzerine benim adımı yazan terbiyesiz.
Sınıftan çıt çıkmamış. Öğretmen bir daha, sesini biraz daha yükselterek konuşmuş.
-Çıksın ortaya yoksa ben ne yapacağımı bilirim.
Ama sınıftan yine ses çıkmamış.
Hoca bu sefer daha kararlı bir ses ile
-Eğer o edepsiz ortaya çıkmazsa hepinizi disipline vereceğim demiş. Bu tehditten sonra imanlı ve zeki talebe kalkarak demiş:
-Hocam ben çizeni gördüm,
-Aferin oğlum, söyle bakayım kimmiş,
-Efendim, ben biraz önce pencereyi açmıştım, birden kuvvetli bir rüzgâr esti, rüzgârın etkisiyle tebeşir tozları havalandı ve eşek resmini oluşturdular. Daha sonra bir rüzgâr daha esti, bu seferde bir tebeşir rüzgârın etkisiyle havalanarak tam bu resmin ortasına sizin isminizi yazdı
-Olur mu oğlum hiç böyle saçmalık?
Zeki talebe öğretmeninin bu sözü üzerine tam taşı gediğine koymuş.
-Efendim, siz bize sene başından beri insanların ve hayvanların tesadüf sonucu atomların birleşmesinden oluştuğunu anlattınız. Şimdi ise bir resmin tesadüf sonucu oluştuğunu kabul edemiyorsunuz. Şimdi size soruyorum; şöyle basit bir resim için bile bir ressam arıyor ve bu resmin tesadüfen oluştuğuna inanamıyorsanız. Öyleyse nasıl olurda bu resimden milyonlarca kat daha mükemmel olan şu kâinatın, tebeşir tozu hükmündeki atomlardan tesadüfler sonucu oluştuğuna inanabiliyorsunuz?