Hava zerreleri
Bir ses benim kulağıma girinceye kadar bin milyar kere milyar kere milyar kulağa girdi. Bir de o kadar ağızdan çıktı. Ve saniyenin onda biri kadar kısa bir zamanda bana ulaştı. Aynı sesi aynı anda binlerce kişinin daha nasıl işittiğini anlamak isterseniz bu rakamı bir defa daha milyarla çarpın.
Kim bu kulak ve ağız sahipleri? Kim bu sesleri bize ulaştıran vazifedarlar? Bunlar hava zerreleridir. 1 cm3 havada 5 milyon çarpı 5 milyon hava zerresi vardır. Her bir zerre, kulağı ile sayısız sesler işitir, ağzıyla o seslerden her birinin saniyede 1 milyar kopyasını çıkarır. Eğer o tek kelimenin 1 cm3 havadaki nüshalarını çoğaltmak için yeryüzündeki bütün insanlar geceli gündüzlü çalışsaydı, işlerini bitirmeye kâinatın ömrü yetmezdi.
Soluduğumuz havanın her bir zerresinde bu kulak ve ağızdan bir tane vardır. Öyle bir kulak ki, ne gelirse aynen kapar, öyle bir ağız ki, ne işittiyse aynen tekrarlar. Şiveler, lisanlar, sesler, renkler o zerreye aynen girer, girdiği gibi de çıkar.
Aynı zerreler milyarlarca teypli bir stüdyo olarak hizmet verdiği sırada ciğerlerimizde, damarlarımız da çalışır. Bitkilerin yapraklarında ve çiçeklerinde, renk renk nakışlar dokur. Bulutlarla yağmur getirir, çiçekten çiçeğe toz taşır, kuşları uçurur, apartman gibi uçakları taşır, ışığı yayar, harareti dağıtır, kompresörlerle betonu deler, kasırgalarla şehirleri yerle bir eder, seher yeliyle şifalar saçar, burnumuza gülün kokusunu getirir….
Kısacası her bir zerre gayet hikmetle ve rahmetle işler görür. Zerrenin kendisinde hikmet ve rahmet sıfatı olamayacağına göre deriz ki; Zerre, hakim ve rahim olan Allah’ın bir memurudur. Onun izni ve şevkiyle böyle kerimane çakşır. O cansız havanın şuursuz her bir zerresi bu kâinat sultanından gelen haberleri dinler, bilir, hiç birini geri bırakmayarak o kumandanın kuvvetiyle yapar ve intizamla yerine getirir.