Tefekkür Damlaları

İmandaki cesaret

Çocukluğumda bir gün ağabeyim ile lunaparka gitmiştik. Orada zambora adı verilen bir adamın bulunduğu karanlık bir odaya girdik. Odada bir sahne ve arkasında demir parmaklıklar vardı. Demir parmaklıkların arkasından ise elleri zincirli bir adam bulunuyordu. Biz sahnenin önündeki sandalyelerde oturduk, kalabalık olduğundan dolayı birçok kişide ayakta kalmıştı. Neler olacağını merakla bekliyordum. Ağabeyim ise bana sıkı sıkıya korkmamamı tembih etmişti.

Nihayet sahneye bir adam çıktı, etkileyici ve kısık bir sesle demir parmaklıkların arkasındaki adamı göstererek konuşmaya başladı; “işte bu zambora, şimdi beş bin yıl önceye dönecek ve bir goril olacak” tam bu esnada ışıklar bir anda söndü. Bir iki saniye öyle kaldı sonra ise sahnede loş bir ışık yanıverdi. Bir de ne görelim! O kafesteki adamın yerinde bir goril vardı. Hepimiz o adamın bir maymuna dönüştüğünü zan etmiştik. Goril demir parmaklıkları sallamaya başladı, demir parmaklıklar birden yere düşüverdi ve goril sahnenin önünde bulunan seyircilerin yani bizim üzerimize doğru hareket etti. Oda da bağırmalar, çağırmalar, kaçmaya çalışanlar ise görülmeye değerdi. Ben de olanca kuvvetimle bağırdım ve kaçmaya çalıştım. Oda karanlık olduğundan kapıyı kimse bulamıyordu. Herkes can derdinde iken ağabeyim pişmiş pişmiş gülüyordu. Tam bu sırada görevliler gorili yakalayarak kafese soktular. Bu sırada ışıklar yandı. Neredeyse bütün sandalyeler yıkılmıştı. Kimi kafasını tutuyor, kimisi bırakarak kaçtığı eşini arıyordu. Bu olayda tek korkmayan vardı, o da abim.

Sakın abimin çok cesur olduğunu zannetmeyin. Onun niçin korkmadığını şimdi anlayacaksınız; Dışarıya çıktığımızda beni birisi ile tanıştırdı ve gülerek “işte zambora buydu” dedi. Meğersem bizim goril zannettiğimiz, goril elbisesi giymiş bir insanmış, yani her şey düzmece bir oyunmuş. O günden sonra ben ne zaman zamborayı seyrettim ise güldüm, o maskenin altındakini bilmeyenler ise hep korktular.

İşte kâmil mümin, kâinattaki dehşet verici olayların ve mahlûkların arkasındaki güler yüzü görür, onlar ile ünsiyet ve kardeşlik peyda eder. İman nuruyla görür ki hepsi aynı zatın mahlûkudur, onun emriyle hareket ederler, izni olmadan zerre tecavüz etmezler. Bu hakikati anladığından dolayı olayların tazyikatından dehşet almaz. Belki neşe ile temaşa eder.

Kâfir ise benim ilk halime benzer, her hadise karşısında titrer ve dilencilik eder.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu