İcmalde tafsil
Kur’an güneş gibidir. Mağarada büyüyenle, üniversite mezununa farklı ışık göndermez, aynı ışığı gönderir. Ama herkes de ondan aynı derecede ışık alamaz. Ekvatordaki insan ile kutuplardaki insan ondan farklı farklı istifade eder.
İşte Kur’an 14 asır önce incir demiş. Bu lafız ile inciri, çekirdeğini, kökünü, gövdesini, dallarını, yapraklarını, çiçeklerini ve nihayetsiz bir bütünü ifade etmiştir. Ama ilk devir insanı incir denilince, diyelim ki çekirdeğini anlamış, bir ilerideki tabaka yaprakları, daha sonrakiler çiçekleri derken daha yüksek bir tabaka meyvesini anlamıştır. İşte buna icmalde tafsil denir. Denizi bir bardağa sığdırmak gibi, deniz misâli manâları bardak hükmündeki lafızlarda saklamak.
Bu Kur’an-ın sehl-i mümteni yani taklidi mümkün olmayan yönlerinden biridir.
Evet, çekirdekte meyveyi göstermek ancak ve ancak Rabbü-l alemin olan Allah’ın kelamına hastır.