Tefekkür Damlaları

İmandaki lezzet, küfürdeki elem

Erzurum’dan İstanbul’a trenle gitmekte olan iki şahıs düşü­nünüz.

Bunlardan biri padişahın lütfuna mazhar olmaya, diğeri ise mahkeme edilip, lâyık olduğu cezayı görmeye gitsinler. El­bette ki bu şahıslardan birincisi bahtiyardır. Bu zat trenin üçüncü mevkiinde de gitse hatta yer bulamayıp salonda da yatsa ehem­miyeti yoktur. Onu üzmez.

Diğer kişi ise bedhahtır. Bu adam ise seyahatini yataklı vagonda bile yapsa önemsizdir. Zira kalbi de­vamlı seyahatin sonundaki azap ile meşguldür. Her vakit kalbi yanar ve hazır lezzetini hiçe indirir.

Aynen bunun gibi, mümin, Allah’ın ihsanına gittiğini bi­lir, ne kadar da sıkıntı çekse kalbi mahzun olmaz, kâfir ise kendini bekleyen cehennemi düşünür bedeni cennette de dolsa kalbi daima cehennemdedir.

İşte bu yüzden derim ki;

Ey Al­lah’ım, senden başka hiçbir şeyi olmayan ben, senden başka her şeyi olana acırım!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu