Bal arılarının dereceleri mi var?
Peteklerdeki yavru bal arılarının dünyaya gelebilmesi için bir şartta; kovandaki sıcaklığın 35C˚ derecede olmasıdır.
Eğer sıcaklık 30C˚ dereceye düşerse bütün yavrular ölür.
Ya da 40C˚ dereceye çıkarsa bu seferde ya ölüm, ya da sakatlıklar meydana gelir.
Evet, petek sıcaklığı tam 35C˚ derecede olmalıdır.
Peki, ama bu sıcaklık hiç düşmez veya artmaz mı? Elbette düşer ve artar. Ama bal arıları bunun da çaresini bulmuşlardır. Sıcaklık 30C˚ dereceye düştüğünde peteklerin üstünde titreyerek sıcaklığın 35C˚ dereceye çıkmasını sağlarlar, adeta kovan için bir soba görevi görürler, eğer sıcaklık 40C˚ dereceye yükselmişse bu seferde kanatlarını çırparak kovanı serinletirler. Bu seferde bir fan vazifesi görürler.
Ey Nefsim! Bu icraat-ı hakimaneyi Allah’ın ilhamı sonucu olduğunu kabul etmezsen;
1- Arılar petek sıcaklığının 35C˚ derece olması gerektiğini nereden biliyorlar?
2- Haydi biliyorlar, sıcaklık düştüğünde petekler üzerinde titreyerek kovanı ısıtmayı nereden öğrenmişler?
3- Ya da sıcaklık yükseldiğinde kanatlarını çırparak kovanı serinletmeyi onlara kim öğretmiş?
4- Hepsinden önce, arıların sıcaklığı ölçmek için dereceleri mi var? Yoksa -ki yok, çünkü ben bugüne kadar derece taşıyan bir arı görmedim- sıcaklığı nasıl ölçüyorlar?
5- Yavru arıların yaşaması onlar için niçin bu kadar önemli? Yavru arılarla uğraşacaklarına, bir iki hafta sonra ayrılacakları dünyadan lezzet almaya niçin çalışmıyorlar? Onları vazifedar bir asker gibi çalıştıran kim?