Adalet
Adalet; zulmetmeyerek, herkese hakkını vermek ve her şeyi akıl ve mantığa, hikmet ve maslahata uygun olarak yerine koymaktır.
Adalet zulmün zıttıdır.
Mesela, çok zengin ve cömert bir zat, zenginlere mal, ilim adamlarına silah ve askerlere kitap dağıtsa zulüm etmiş olur. Çünkü her birine lâyıki veçhiyle muamele etmemiştir.
Adl ile adilin bir farkı vardır. Bizler adil insanlardan bir saf teşkil etsek, en yukardan en aşağıya doğru hepsine adil unvanı verilir. En baştaki şahsa gelince ona mübalağa yapılarak Adl denilir. Sanki her yeri adalet kesilmiş. İşte Allah Adl’dır. Zira;
1- Bütün mahlûkatın erzak ve teçhizatını lâyık-i veçhiyle veriyor. Ata et, ite ot vermiyor, bir sineğe kartal kanadı takmıyor.
2- Firavun, Nemrut gibi zalimlere Adl ismi ile tokatlar vurarak, mazlumların hakkını alıyor.
3- Kâinatı bir denge üzerinde tutuyor. Mesela sadece ıstakoz bir yılda 7 milyon yumurta yumurtlar. Bu yumurtaların hepsi ıstakoz olsaydı, denizler ıstakozla dolardı. Birde buna diğer balıkları ekleyin. Denge nasıl da bozulurdu. İşte bazı engellerle çoğalmanın tahdit edilmesi de ism-i adlin cilvesindendir.