Yanlış anlaşılan bir ayet
Maalesef birçok kişi, “dinde zorlama yoktur” ayetini yanlış anlamakta, bu sebeple evlatlarını bile namaza teşvik etmemektedir. Halbuki mezkur ayetin iniş sebebi şu hadisedir: Ashab-ı Kiramdan bir adamın iki oğlu vardı. Efendimizin (S.a.v.) peygamberliğinden evvel Hıristiyan olmuşlardı. Bu iki kişi bir gün kendi din mensuplarıyla birlikte Medine’ye geldiler. Babaları onları görünce, babalık şefkatiyle; “vallahi siz müslüman oluncaya kadar sizleri bırakmayacağım” diyerek onları hapsetti. Bunun üzerine bu ayet inerek, dinde zorlama olmayacağına beyan etti.
Bu ayet hakkında iki görüş vardır:
1- Abdullah İbn-i Mesud’un görüşüdür ki; ayette geçen “zorlamadan” maksat; umumi kabul edilip bütün insanlara şamildir. Ve bu ayet; “Ey yüce nebi! Kafirler ve münafıklarla cihad et!” ayetiyle ve cihadı emreden diğer ayetlerle neshedilmiş, yani hükümden kaldırılmıştır.
2- İ. Dahhak, İ. Katade ve İ. Hasan’ın görüşleridir ki; bu ayet, cizye vermeyi kabul eden Yahudi ve Hıristiyanlar hakkında inmiştir. Bu görüşe göre ayette nesh yoktur.
Sözün özü: “Dinde zorlama yoktur” ayetinin müslümanlığı kabul edenlerle hiç bir ilgisi yoktur. Zira eğer 1. görüşü kabul edersek; ayet zaten nesholmuş ve hükmü kaldırılmıştır. Eğer 2. görüşü kabul edersek, ayet yine müslümanlar hakkında olmayıp, vergi vermeyi kabul eden Ehl-i kitap hakkındadır.
O halde diyebiliriz ki: İslam bir gemidir. Bu gemiye insanları bindirmek için zorlama yoktur. Dileyen biner, dileyen binmez. Ama bindikten sonra, artık geminin kurallarına uymak vardır ve kurallara uymayanları zorlamak, bu ayetin kapsamında değildir.
Bu ayeti yanlış anlayanların kulakları çınlasın!