Dünyanın yuvarlak oluşu
Dünya’nın şekli konusunda insanlar asırlar boyu ciddi çelişkilere düşmüşler ve çokları onun bir tepsi gibi düz olduğu fikrini savunmuşlardı. Son birkaç yüzyılda yapılan mantıksal ve matematiksel açıklamalarla Dünya’nın yuvarlak olduğu tespit edilmiştir. Ve artık teknoloji gelişip de insanlık uzaya ve aya çıktıklarında Dünya’nın yuvarlak olduğu görsel olarak da ispatlanmıştır. Oysa ki Kur’an asırlar önce bu gerçeğe mucizevî bir şekilde işaret ediyordu.
“Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor.” (Zümer Suresi 5)
Bu ayet-i kerimede “sarıyor” diye çevirdiğimiz kelimenin Arapçası “kevvera”dır. Bu kelime Türkçeye de geçen “küre” kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Bu fiil Arapçada yaygın olarak “başa sarık sarmayı” ifade etmek için kullanıldığı gibi, “yuvarlak bir şeyin üzerine bir cisim sarmak” için de kullanılır.
Baş gibi küremsi bir yapının etrafına sarığın sarılması için kullanılan bu fiil, gecenin gündüzün üzerine sarılmasını ifade etmek için de kullanılmıştır. Ayette “gecenin gündüzün etrafına sarılması” ifade edilirken aynı zamanda “gündüzün de gecenin üzerine sarıldığı” ifade edilmektedir. Gece ile gündüzün oluşma sebebi ise Dünya’nın küremsi yapısıdır. Bu da ancak ve ancak Dünya’nın yuvarlak olması durumunda bu ayette ifade edilen fiil ile gerçekleşebilir.
Dünyanın yuvarlaklığına işaret eden başka bir ayette ise şöyle buyrulmuştur: “Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi.” (Naziat Suresi: 30)
Bu ayette, “serip döşedi” olarak çevrilen kelime “deha” kelimesidir. “Deha” kelimesi, yaymak anlamına gelen “dahv” kökündendir. Dahv kelimesi, döşemek, düzeltmek anlamlarına gelse de taşıdığı anlam bakımından basit bir döşeme fiili değildir. Çünkü bu kelime de, yuvarlak olarak düzeltmek, döşemek fiillerini tarif etmek için kullanılmaktadır.
“Dahv” kelimesinden türeyen diğer kelimelerde de yuvarlaklık anlamı mevcuttur. Örneğin çocukların topu yerdeki bir çukura düşürmeleri, taş atıp çukura düşürme yarışları, cevizle oynanan oyunlar hepsi “dahv” kelimesiyle ifade edilmektedir. Devekuşunun yuva yapmasına, yatacağı yerdeki taşları temizlemesine, yumurtladığı yere ve yumurtasına da bu köklerden türemiş kelimeler kullanılır.
Dünya’nın şekli de bir yumurtayı andırır şekilde yuvarlaktır. Dünya’nın kutuplardan basık küresel şekli, geoit olarak ifade edilmektedir. Bu bakımdan ayette “deha” kelimesinin kullanılması, Allah’ın Dünya hakkında verdiği önemli bir bilgiyi içermektedir.
Bu izahlardan anlaşıldı ki, Kur’an, Dünya’nın yuvarlaklığından haber veriyor. Ancak açıkça haber vermeyip, sadece işaretle yetiniyor ki, Dünya’nın yuvarlaklığını anlayamayan asırlar, Kur’an’ın haberleri hakkında şüpheye düşmesin ve Kur’an’a itiraz etmesin.
Acaba, okuma-yazma bilmeyen bir beşerin bundan 1400 sene önce, Dünya’nın yuvarlaklığını tek başına keşfetmesi mümkün müdür? Elbette mümkün değildir. O halde bu haber, bir beşerin sözü olamaz. Olsa olsa bu haber, Dünya’yı yaratan ve ona küremsi şekli veren Allah’ın sözü olabilir. İnandık ve iman ettik!