“Allah Arş’tadır.” diyenlerin işledikleri cinayetler!
“Allah’ın Arş’a istivası” isimli eserimizin 2. dersindeyiz. Bu dersimizde, “Allah’ın Arş’ta oturduğunu” söyleyenlerin işledikleri cinayetleri sıralıyacağız. Muhatabımız, bu batıl sözün sahibidir. Ona diyoruz ki:
İşlediğin 1. cinayet şu: Sen “Allah Arş’ta oturmaktadır.” diyorsun. Oturmak için ilk önce ayakta olmak lazım. O zaman sana göre, Allah Arş’a oturmadan önce ayaktaydı. Bu durumda sen; ayakta olan, oturan, giden, gelen, yatan, kalkan bir mabuda iman ediyorsun. Halbuki biz Allah’ı, bütün bu beşeri sıfatlardan tenzih ediyoruz. Sen ise Allah’ı beşer gibi kabul ederek, büyük bir cinayet işliyorsun.
İşlediğin 2. cinayet şu: Oturmak, cisim olan maddi bir varlığın sıfatıdır. Cisim ve maddi olmayan bir varlık için, oturmadan bahsedilemez. Mesela, ruh maddi bir varlık olmadığı için, ruhun oturmasından ve ayakta durmasından bahsedilemez. Sen Allah’ın Arş’ta oturduğunu kabul etmekle, Allah’ın cisim sahibi olduğunu ve maddi bir varlık olduğunu kabul etmek zorunda kalırsın. Halbuki bizim inancımıza göre, Allah maddeden münezzehtir. Sen ise, Allah’ın maddi bir varlık olduğunu kabul ederek, büyük bir cinayet işliyorsun.
İşlediğin 3. cinayet şu: Allah Arş’a oturmuşsa, ya Arş’ın içindedir ya da bir kısmı içinde olup bir kısmı Arş’ın dışına taşmıştır. Eğer Arş’ın içindeyse, Arş Allah’ı içine almıştır. Bu durumda, Allah’ın yarattığı bir varlığın, Allah’ı ihata etmesi, ve içine alması söz konusudur.
Yok, Allah’ın bir kısmı arşın dışına taşmışsa, bu durumda taşan kısım nerededir, ve hangi mekana taşma olmuştur. Biz hadislerle biliyoruz ki, Arş bütün kevn-i alemi kuşatmış olup, onun ötesinde maddi bir varlık yoktur. Eğer Allah Arş’a sığmamışsa, taşan kısım nerede durmaktadır?
Bizim inancımıza göre, Allah mekandan münezzeh olduğu için, bu soruların hiç biri sorulamaz. Sen ise Allah’ın arşa oturduğunu kabul etmekle; Arş’ın Allah’ı kuşattığını; ya da Allah’ın bir kısmının Arş’tan taştığını kabul etmek zorunda kalıyor ve büyük bir cinayet işliyorsun.
İşlediğin 4. cinayet şu: Oturmak ya bir ihtiyaçtan ya da zevkten ileri gelir. Oturmanın bir sebebi, yorulma ve dinlenmeye olan ihtiyaçtır. Allah ise yorulmaktan, ve dinlenmeye muhtaç olmaktan münezzehtir. Oturmanın diğer bir sebebi de keyif almaktır. Allah ise, bu manada keyiften de münezzehtir.
Bizim inancımıza göre, Allah mekandan münezzeh olduğu için, Allah’a böyle bir ihtiyaç ve keyif alma atfedilemez. Sen ise Allah’ın Arş’ta oturduğunu kabul etmekle; Allah’ın dinlenmeye muhtaç olduğunu veya oturmakla keyif aldığını kabul etmek zorunda kalıyor ve büyük bir cinayet işliyorsun.
İşlediğin 5. cinayet şu: Arş’ın üzerinde oturan, hareket edip, bir yerden başka bir yere geçmeye ya muktedirdir, yahut onun için böyle bir şey mümkün değildir. Eğer bir yerden başka bir yere geçmeye muktedirse, O zaman hareketin ve durmanın mahalli haline gelmiş olur. Bu durumda da zorunlu olarak, sonradan yaratılmış bir varlık olur. Çünkü bu sıfatlar, sonradan yaratılana aittir. Eğer 2. ihtimal olan, hareket edip geçmeye muktedir değilse, O zaman bağlanmış ve mahkum bir varlık gibi olur.
Bizim inancımıza göre, Allah mekandan münezzeh olduğu için, bu iki durum da Allah için söz konusu değildir. Sen ise Allah’ın Arş’ta oturduğunu kabul etmekle; bu iki durumdan birini kabul etmek zorunda kalıyor, ve büyük bir cinayet işliyorsun.
İşlediğin 6. cinayet şu: Allah’a mekan atfettiğine göre; Allah ya her mekanda vardır ya da bir mekandadır. Eğer her mekanda ise, o zaman Allah’ın, pislik ve necaset mekanlarında da bulunduğunu kabul etmen gerekir. Bunu ise hiçbir akıl sahibi söylemez. Eğer Allah, bütün mekanlarda değil de, sadece Arş’ta bulunuyorsa, O zaman kendini o mekana mahkum etmiş olur. Bu ise Allah hakkında imkansızdır.
Bizim inancımıza göre, Allah mekandan münezzeh olduğu için, bu iki durum da Allah için söz konusu değildir. Sen ise Allah’a mekan atfetmekle; bu iki durumdan birini kabul etmek zorunda kalıyor, ve büyük bir cinayet işliyorsun.
İşte senin “Allah Arş’ta oturmuştur.” sözün, böyle cinayetleri netice veriyor. Sen Allah’ın arşta olduğunu söylerken, bu neticeleri hiç düşündün mü? “Allah’ın Arş’ta oturduğu” sözü, sana ne kadar masum bir söz gibi geldi değil mi?.. Ama iş böyle değilmiş. Bir sözü kabul ettin mi, neticelerini de kabul etmek zorunda kalırsın.
Kardeşlerim bu dersimizi burada noktalayalım. Bir sonraki dersimizde, “Allah’ın Arş’ta oturduğu” itikadının netice verdiği, başka bir muhali işlicez. O derste görüşünceye kadar Allah’a emanet olun.