El-Hakk
Tartışmasız ve şüphesiz olan gerçeğe hak denir. Allah’ın hak olması, onun varlığının kesin olmasıdır. Allah-u Teâla Hakk’tır ve hakkın ta kendisidir. Varlığı zaruri, yokluğu asla düşünülemeyen, hem ezeli hem de ebedi olandır. İmam-ı Gazâlî, hakkı bu manasıyla zâtî isimlerden saymış ve onun Esmâ-ül Hüsnâ içinde lafza-i celâlden hemen sonra geldiğini söylemiştir.
Evet, şu kâinat kitabına dikkatle bakıp maddeden, manaya, eserden müessire, fiilden faile, sanattan sanatkâra geçebilenler O’nun varlığının hak olduğunu kabul etmişlerdir. Zira bir eser ustasız, bir harf kâtipsiz olamayacağı gibi şu yeryüzü, gökyüzü ve içindekiler de Hâkim’siz, Sâhipsiz olamazlar.
Allah’ın varlığı şu âlemdeki en büyük hakikattir. Her bir varlık, yokluktan varlık âlemine çıkmasıyla; hayat verilmesinden, yaratılışına, rızıklandırılmasından, süslenmesine, sanatından, intizamına her haliyle “Ya Hak, Ya Hak” diyerek Hak olan Allah’ı bizlere anlatmaktadır.
Rabbimiz sadece şu kâinat kitabı ile bizlere kendini anlatmamış peygamberler gönderip kitaplar indirmiştir. Kitaplar ve peygamberler hak olduğu gibi Hak isminin en büyük tecellileridir. Rabbimiz kelamında bizlere Hak olduğunu şöyle anlatmaktadır.
“ Allah, hakkın ta kendisidir. O’nun dışındaki taptıkları ise bâtılın ta kendisidir. Gerçek şu ki Allah, aliyydir, kebirdir.” Hacc: 22/62.
Evet, bu ismin tecellisiyle bizler hakkı hak, batılı batıl olarak biliyoruz. Eğer Cenab-ı Hakk’ın bu isminin tecellisi olmasaydı bizler neyin hak, neyin batıl olduğunu hiçbir zaman bilemeyecektik.
Abdullah b. Abbas’ın rivayet ettiği bir hadiste ise Resûl-i Ekrem’(S.a.v) teheccüd namazındaki duasında El Hakk ismiyle şöyle dua etmekteydi: “Allah’ım! Sen haksın, vaadin hak, sözün haktır; sana kavuşmak haktır, cennet hak, cehennem haktır; peygamberler haktır; kıyametin kopması haktır” (Buhârî, “Tevhîd”, 24, 35; Müslim, “Müsâfirîn”, 199)
Hak isminin âlemdeki tecellisine gelince;
Her bir varlığın hakikati Hakk isminin bir tecellisidir. Bu ismin tecellisiyle o varlıklar hakiki manasına kavuşmuştur. Allah’ın sanatı, kudretinin mucizesi ve onun mahlûku olmasıyla hak ettikleri makama ulaşmışlardır.
Zerrelerden güneşlere kadar Onun varlığının hak olduğunu anlatan tüm varlıklar da bu ismin tecellisine aynadır.
Hakkı anlatan tüm peygamberler ve kitaplar El Hakk ismine geniş bir aynadır.
Yine hakkın hatırını âli tutup hiçbir hatıra feda etmeyen kimseler de bu ismin tecellisine mazhar olmuşlardır.
Bu ism-i şerife karşı vazifemiz ise şudur;
Hakk ismiyle tespih eden mahlûkatın tesbihlerini işitip onlarla beraber Ya Hakk, Ya Hakk diyerek Allah’ı tespih etmektir.
Hak ile gönderilen Hz. Muhammed (s.av.)’e ve hakkın ezeli kelamı olan Kur’an’a tabi olmaktır. ta ki bununla Hakk’ı hak bilip hakka tabi olalım batılı batıl bilip ondan yüz çevirelim.
Cenab-ı Hak bizleri hakkı gören, hakkı dinleyen ve hakkı söyleyen hakiki kullarından eylesin. Aminn.
Allah’ım ümmeti muhammed e umûmî bir rahmet ile merhamet eyle amin Allahümme sallı ala seyyidina ve nebiyyina muhammed.
Bu sayfayı yazan bu bilgileri bize ulaştıran kardeşimede sonsuz rahmet eyle amin