El-Kuddüs
Allah Kuddüs’tür. Bütün kusur ve noksanlıklardan uzaktır. Âcizlikten, fakirlikten, zaaftan ve bütün eksikliklerden münezzehtir. Bu ismin diğer bir manası ise bütün yarattıklarını maddi ve manevi kirlerden temizleyendir.
Evet, güzellik güzelden gelir, mükemmellik kemalden gelir, ihsan cömertlikten ve servet zenginlikten gelir.
Bu âlem bütün güzelliğiyle Cenab-ı Hakk’ın güzelliğine, kusursuzluğuyla O’nun sonsuz ilmine, icadı ve intizamlı hareketleriyle O’nun eşsiz kudretine, hazineleriyle nihayetsiz servetine, ihsanlarıyla O’nun sınırsız cömertliğine işaret eder. Yani sözün özü: Kâinat bütün güzelliğiyle ve mükemmelliğiyle O’nun kemaline ve Kuddüs ismine bir aynadır.
Şimdi de Kuddüs isminin diğer bir cilvesi olan, “Yarattıklarını maddi ve manevi kirlerden temizleyen” manasına bakacağız!
Bir sokak görseniz, bir süpürge tarafından temizleniyor ve sizler süpürgeyi tutan eli görmeseniz. Acaba bütün dünya toplansa, bu sokağı bizzat süpürgenin kendisinin temizlediğini iddia etse, inanır mısınız? Elbette hayır! Hatta bu iddiaya gülersiniz. Çünkü:
• Sokağı süpürmek için hayat sahibi olmak lazım. Hayatı olmayan süpüremez. Hâlbuki süpürgenin hayatı yok.
• Hem süpürenin kuvveti olmalı. Hâlbuki süpürgenin kuvveti de yok.
• Hem süpürenin iradesi olmalı. Temizlemeyi temizlememeye tercih etmeli. Hâlbuki süpürgenin iradesi de yok.
• Ve bu sıfatlarla birlikte ilmi olmalı, süpürmeyi bilmeli.
• Merhameti olmalı. Sokak sakinlerine acımalı.
• Hikmeti olmalı, faydayı anlayabilmeli. Ve daha birçok sıfatı olmalı.
Hâlbuki bu sıfatların hiçbiri süpürgede yok. İşte bundan dolayı, süpürgeyi tutan eli görmesek de bu hikmetli faaliyeti, bu sıfatları taşıyan bir faile veririz. O eli görmememiz yokluğuna delalet etmez, bilakis bu hikmetli faaliyet onun varlığına delalet eder.
Acaba küçücük bir sokağı temizlemek bile süpürgeye isnat edilemezse, bu koca kâinatı ve kâinatın sokaklarından biri olan Dünya’yı temizlemek, nasıl olur da süpürge hükmündeki sebeplere havale edilebilir.
Evet, bu kâinat ve bu Dünya, daima işler büyük bir fabrika ve her vakit dolar-boşalır bir han ve bir misafirhanedir. Hâlbuki böyle işlek fabrikalar, hanlar ve misafirhaneler enkazlarla ve süprüntülerle çok kirleniyor. Eğer pek çok dikkatle bakılmazsa ve temizlenmezse içinde durulmaz, insan onda boğulur. Hâlbuki bu kâinat fabrikası ve dünya misafirhanesi o derece pak, temiz ve kirsizdir ki lüzumsuz bir şey, menfaatsiz bir madde, tesadüfî bir kir bulunmaz. Bulunsa da çabuk bir şekilde temizlenir. Demek, bu fabrikaya bakan zat çok iyi bakıyor. Ve bu fabrikanın öyle bir sahibi var ki, o koca fabrikayı ve bu büyük sarayı, küçük bir oda gibi süpürtür, temizler.
Bir insan bir ay yıkanmazsa, küçük odasını süpürmezse çok kirlenir, pislenir. Demek bu âlem sarayındaki paklık ve temizlik, hikmetli ve dikkatli bir temizlikten ileri geliyor. Eğer o daimî temizlik ve dikkatle bakmak olmasaydı, bir senede bütün hayvanların yüz bin milletleri yeryüzünde boğulacaklardı. Ve uzaydaki yıldızların enkazları ölüme sebebiyet verecek, dağlar büyüklüğündeki taşları başımıza yağdıracaklardı…
Hâlbuki bu âlem Kuddûs isminin tecellisiyle yıkanmış ve temizliğiyle O’nun Kuddüs ismine ayna olmuştur.
İşte denizler! Her gün binlerce balık ölür, ama hiçbir cenaze göremezsiniz.
İşte ormanlar! İçlerinde yüz binlerce hayvan yaşar, her gün binlercesi doğar ve binlercesi ölür, ama kirlilik eseri yok.
Ve mahlukların kendilerini nasıl temizlediklerine bak! Kuddüs isminin bir cilvesini gör!
Ve şimdi de Kuddüs isminin askerleri ve memurları olan hayvanata bak! Kim onlara temizlik yapmayı öğretti? Ve kimin emriyle çalışıyorlar?
Acaba yaratılış gayemiz ve vazifemiz Allah’ı tanımak ve O’nu isim ve sıfatlarıyla bilmek olmasına rağmen, hiç bulutlardan indirilen yağmur damlalarıyla yeryüzünün yıkandığını gördüğümüzde Allah’ı Kuddus ismiyle yâd ettik mi?
Yağmurların yağması Kuddüs isminin bir cilvesi olduğu gibi, rüzgârların esmesi de bu ismin bir tecellisidir. Bu sayede havadaki pis kokular ve zemin yüzü temizlenir.
Ve göz kapakları gözleri temizlemekle bu isme aynadır. Ve biz her nefes alıp vermekte kanımızın temizlenmesiyle Kuddüs isminin cilvesine her an mazhar oluruz.
Ve bu ismin tecellisi sayesinde simsiyah topraktan ve kupkuru dallardan çıkartılan tertemiz sebze, meyve ve çiçeklere bak! Ve sonra, Ya Kuddüs! Ya Kuddüs! Ya Kuddüs! diyerek yaratanını tesbih et!
Bir Yorum