Allah’ın Arş’a istivasının manası nedir?
“Allah’ın Arş’a istivası” isimli eserimizin, 9. dersindeyiz. Bu dersimizde, “Allah Arş’a oturdu.” ayetinin, manasını izah edeceğiz. Bundan önceki derslerimizde, Kur’an’daki mecaz ve teşbihin hikmetini izah etmiş; ve bununla ilgili 10 örnek vermiştik. Bu örneklerle de, Kur’an’daki mecazın varlığını ispat etmiştik. “Allah Arş’a oturdu.” ifadesi de mecaz bir ifadedir. ve burada bir teşbih yapılmıştır. Hakiki oturma söz konusu değildir. Allah oturmaktan, ayakta durmaktan, ve diğer insanî sıfatlardan münezzehtir.
Bizler kendi konuşmalarımızda, bu tip teşbihleri çok kullanırız. Mesela büyük bir şirket hakkında, “Falanca koltuğa oturdu.” desek, bununla hakiki bir oturmayı kastetmeyip; falancanın idareyi eline aldığını, ve artık işleri onun yöneteceğini kastederiz. Bu kişi bir koltuğa oturmasa da, bu söz doğrudur. Çünkü bununla, hakiki oturma kastedilmeyip, işleri ele alma manası kastedilmiştir.
Şirket için “koltuğa oturma” ifadesini kullanırken; bir memleket için, “Tahta oturma” ifadesini kullanırız. Birisi bir memlekete hükümdar olsa, “Falanca tahta oturdu.” deriz. Bu sözümüzle, ne hakiki tahtı, ne de hakiki oturmayı kastederiz. Kastettiğimiz şey, Falancanın hükümdar olduğu, artık bu devleti onun idare ettiği ve her işten onun sorumlu olduğudur.
İşte Allah-u Teala da, bu alemdeki hakimiyetini, müdebbiriyetini, işlerin yegane sahibi olduğunu, ve bütün alemin sultanı olduğunu, arşa oturma ifadesiyle beyan etmiştir. Adeta Arş, şu alemin bir tahtı olmuş; Sultan-ı ezel ve ebed olan Allah’ın hakimiyeti de, ona oturmakla ifade edilmiştir. Burada ne hakiki oturma vardır, ne de arşın taht olması. Bu bir teşbihtir, bir mecazdır. Tahta oturma ifadesi; mülkiyet, gücü her şeye yetmek, her şeyi idare ve tedbir etmek manasında kinaye yapılmıştır.
“Tahta oturdu.” ifadesi, “melik oldu, sahip oldu, hakim oldu” gibi ifadelerden daha kuvvetli, ve belagatça daha güzeldir. Bu sebeple Rabbimiz, bu kuvvetli ve beliğ ifadeyi tercih etmiş; hakimiyet ve saltanatını, bir teşbihle beyan etmiştir.
Mesele bu kadar basitken, kendine Selefi diyen bir grup insan, bu mecaz ifadeyi hakikat zannetmişler, ve Allah’ın Arş’ta oturduğu fikrine sapmışlar. Ne diyelim, Allah onlara hidayet etsin. Dersimizi burada tamamlayalım. Bir sonraki dersimizde, “nüzul hadisinin” manasını izah edeceğiz. O derste görüşünceye kadar Allah’a emanet olun.