Allah'ın İsimleri

El- Hasib

El-Hasib ismi şerifinin iki manası vardır. Birinci manası, kâfi gelen; ikinci manası ise hesaba çekendir. İlk önce, el-Hasib ismi şerifinin “kâfi gelen” manasını tefekkür edelim, daha sonra da” hesaba çeken” manası üzerine konuşalım.

Allah düşmanlarınızı en iyi bilendir. Dost olarak Allah kâfidir. Ve yardımcı olarak da Allah kâfidir. (Nisa:45)

Allah, kuluna kâfi değil midir? Bir de seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah her kimi şaşırtırsa, artık ona hidayet edecek yoktur. (Zümer:36)

Bak ey nefsim, ayetler diyor ki: Dost olarak Allah yeter… Yardımcı olarak Allah yeter… Her şeyi bilen olarak Allah yeter… Şahit olarak Allah yeter… Vekil olarak Allah yeter… Günahlarını bilici ve görücü olarak Allah yeter…

Ve sonra Zümer suresi 36. ayette Rabbimiz soruyor: Allah kuluna kâfi değil midir? Ey Rabbini kâfi görmeyen ve kifayeti sebeplerde arayan nefsim! Hadi ayetin sorusuna cevap ver. Allah sana kâfi değil midir? Ey nefsim, senin Allah’ın el-Hasib isminden hiç mi haberin yok…

Bak, bu ism-i şerif sana ne diyor.

Diyor ki: Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara zillet gösterip minnet çekme. Onlara yalvarıp boyun eğme. Onların arkasına düşüp zahmet çekme. Onlardan korkup titreme. Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir. Her şeyin anahtarı Onun yanında, her şeyin dizgini Onun elindedir. Her şey Onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.

Yine bu ism-i şerif der ki: Ey insan! Sen kendini, kendine malik sayma. Çünkü sen kendini idare edemezsin, o yük ağırdır. Kendi başına muhafaza edemezsin, belalardan sakınıp ihtiyacını yerine getiremezsin. Öyleyse, beyhude ıztıraba düşüp azap çekme. Mülk başkasınındır. O Malik, hem Kadîrdir, hem Rahîmdir. Kudretine istinad et; rahmetini ittiham etme. Kederi bırak, keyfini çek. Zahmeti at, safayı bul.

Yine bu ism-i şerif der ki: Ey İnsan! Manen sevdiğin ve alakadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir Kadîr-i Rahîmin mülküdür. Mülkü sahibine teslim et. Ona bırak; cefasını değil, safasını çek. O hem Hakîmdir, hem Rahîmdir, hem Kâfidir.

İşte ey nefsim, el-Hasib ism-i şerifinin böyle manaları var. Gel, bu manalara yaklaş. Sebeplerden kurtul; sebeplere müracaatı, bir fiili dua kabul et. Her neticeyi Allah’tan bekle. “Hasbunallahi ve ni’mel vekil” de Her işinde Allah’ı kendine kâfi kabul et. O sana yeter. Yeter ki sen de ona kulluğunu göster. El-Hasib ismi şerifinin “kâfi gelen” manasını bu şekilde tefekkür ettikten sonra, şimdi bu ism-i şerifin “hesaba çeken” manasını tefekkür edelim.

O gün amel defterleri ortaya konulmuştur. Artık günahkârları, onda olanlardan dolayı korkar kimseler olarak görürsün. Onlar derler ki: “Vay halimize! Bu defter nasıl olmuş da küçük büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş.” Böylece yaptıklarını hazır olarak bulmuşlardır. Rabbin ise hiç kimseye zulmetmez. (Kehf :49)

Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Hiç kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa onu getiririz. Hesap görücüler olarak da biz yeteriz. (Enbiya:47)

İşittin mi ey nefsim! Gün gelecek, teraziler kurulacak, amel defterleri açılacak, sana “Kitabını oku” denilecek. Kitabında, küçük-büyük her amelini göreceksin. Bu amellerden hesaba çekileceksin. İşte bu hesaba çekilmek, el-Hasib isminin bir tecellisidir.

Eğer aklın varsa, gel, Allah seni hesaba çekmeden evvel, sen kendini hesaba çek. Aklını başına al ve ayıl! Ya Rab! El-Hasib isminin hürmetine, her işimizde bize kâfi gel. Hesabımızı kolay eyle. Bizi hesaba çekmeden Cennetine koy. Âmin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu