El-Mukit
El-Mukit, rızıkları yaratan ve bedenlere ulaştıran demektir. El-Mukit ismi, er-Rezzak ismi şerifine benzer. Ancak arada şöyle bir fark vardır: er-Rezzak ismi, sadece maddi rızıkları içine alırken; el-Mukit ismi maddi rızıklarla birlikte; iman, muhabbet ve marifet gibi manevi rızıkları da içine almaktadır. Bu durumda, el-Mukit ismi, er-Rezzak isminden daha kapsamlı olur. Şimdi ilk önce el-Mukit isminin maddi rızıklardaki tecellisini tefekkür edelim, daha sonra da bu ism-i şerifin manevi tecellisine bakalım.
İşte denizler… Acı bir su ve kum, soğuk ve karanlık… Lakin hiç bir varlığın rızkı unutulmuyor; en münasip vakitte o varlığın imdadına yetişiliyor. Işığın olmadığı, gözlerin görmediği, hatta bir kısım varlıkların kör olduğu bu derin diplerde, her mahluk rızkını buluyor.
Şimdi El Mukit ismi bu denizlerde ve içindeki canlılarda nasıl tecelli ediyor bu ismin tecellisiyle o denizler nasıl bir sofra hükmüne geçiyor hep beraber izleyelim
Bütün bu varlıklara denizi sofra yapan kim?
Kim onları böyle güzelce besliyor; rızıklarını yoktan yaratıp onlara ulaştırıyor? O rızıklardan istifade edebilmeleri için gerekli olan cihazları onların bedenine kim takmış?… Bu denizler kimin… Bu mahlukat kimin… Bu rızıklar kimin… Sadece ve sadece Allah-u Teala’nın. Bütün bu tecelliler, O’nun el-Mukit isminin tecellisidir. Şimdi denizlerden çıkalım, biraz da yeryüzünde gezelim.
İşte kuşlar… Onlara verilen her cihaz, el-Mukit isminin tecellisidir. Demek, kanattan göze; ayaktan dile kadar her cihaz ve aza, el-Mukit isminin tecellisiyle vücut bulmuştur. Yine onların rızıklarının yaratılması; bu rızıklarla onların beslenmesi ve karınlarının doyurulması, el-Mukit isminin tecellisidir…
İşte bir yelkovan kuşu… Denizde avını yakalamış, afiyetle yiyor. Bu sahnede, kuşta da el-Mukit ismi tecelli ederken, balıkta el-Mümit (yani öldüren) ismi tecelli etmektedir.
Şimdi de böceklere bakalım. Böceklerde el-Mukit isminin tecellisini bir parça tefekkür edelim.
İşte bir karınca… rızkını almış yuvasına gidiyor. Bu rızkı ona ihsan eden el-Mukit ismidir.
Bir de şu böceğe bakın… zatında ne kadar aciz, ne kadar zayıf… Ama en güzel yerde, yeşil yaprağın üzerinde yaşıyor ve onunla besleniyor. Bakın, en acize en kolay rızık gönderiliyor. İşte bu sahne, el-Mukit isminin bir tecellisidir.
Biraz da diğer hayvanlar üzerinde el-Mukit ismini tefekkür edelim.
İşte filler, su içiyor…
Ayılar balık ziyafetinde…
Bakın anneye, yavrusunu ne de güzel besliyor… İşte bütün bu sahneler, el-Mukit isminin tecellisiyle vücut bulmuştur.
İşte rızkı kendisine verilen bütün bu hayvanlarda el-Mukit ismi tecelli ediyor. Bu ism-i şerifin tecellisiyle onlar rızıklarına kavuşuyor…
Dilerseniz biraz da bitkiler aleminde el-Mukit ismini görelim… İşte ağaçlar… aciz ve zayıflar, gezip dolaşmaya ve rızıklarını bulmaya güç yetiremiyorlar… Lakin bu acizlere ne de güzel bakılıyor. Bazen bir bulut ordusu onların yardımına gönderiliyor. Hayatlarına lazım olan bütün mineralleri topraktan alıyorlar. İşte bütün bu haller, el-Mukit isminin tecellisiyledir… Bütün çiçekler, ağaçlar ve bitkiler bu ism-i şerifin tecellisiyle beslenirler.
Bir de kendimize bakalım… Yeryüzü bizim için bir sofra yapılmış. Bahar, bu sofranın gül destesi olmuş. İşte bütün bu nimetlerin yaratılması ve bizlere ulaştırılması el-Mukit isminin tecellisiyledir. Yaratılan bütün bu rızıklar üzerinde, el-Mukit isminin mührü vardır. Ne mutlu bu mührü görebilenlere; Nimete ulaştığında Rabbini el-Mukit ismiyle zikredenlere; Nimeti kendinden değil, Allah’tan bilenlere… Ne mutlu onlara.
El-Mukit isminin maddi tecellisini bir parça tefekkür ettik. Şimdi de manevi tecellisini bir parça tefekkür edelim.
İnsana verilen iman, muhabbetullah, marifetullah gibi bütün manevi rızıklar el-Mukit isminin bir tecellisidir. Yine insandaki hak olan cezbeler, aşklar, ilhamlar hep bu ismin tecellisiyledir. Gönlümüze düşen her mana, fikrimize doğan her hakikat; hidayet, şevk ve gayret, hep bu ismin tecellisiyledir. Belki de bu manevi tecelli, maddi tecelliden çok daha kıymetlidir. Zira insan Rabbini tanımasa, ona iman etmese ve onu sevmese; dünyanın ne kıymeti var… Bütün dünyanın sultanı olsa kaç para eder… Bütün maddi nimetlere sahip olsa, ne önemi var… Demek bizler, el-Mukit isminin manevi tecellisine, maddi tecellisinden daha fazla muhtacız.
el-Mukit ismi şerifi tüm alemi kuşatmış tecelli ederken ve bu ismin en büyük tecellilerine mazhar olan insanın bu ismi şerife karşı vazifesi ise şudur.
1-Tüm mahlûkların maddi ve manevi rızıkları üzerinde El Mukit ismini görmek ve tefekkür etmek
2- Rabbimizi Ya Mukit, Ya Mukit diyerek bu isimle zikretmek
2- Bu ismin tecellisine mazhar olduğu her nimet için şükretmektir
Ey maddi nimetleri yaratıp bedenlerimize ulaştıran Rabbimiz! Ve ey manevi nimetleri halk edip, kalplerimize, ruhlarımıza ve akıllarımıza ulaştıran Sultanımız! Sen, el-Mukit ismiyle müsemmasın. Bu ism-i şerifle bizlere dünyada tecelli ettiğin gibi, ahirette de tecelli et. Ve bizleri ebedi misafirhanen olan Cennet’te kendine misafir eyle. Amin…