El-Mecîd
El-Mecid ismi şerifinin iki manası vardır. Birinci manası, cömert ve ihsanı çok olandır. İkinci manasıysa, şan ve şeref sahibi demektir. Şimdi bu iki manayı tefekkür edelim.
Allah-u Teala Mecid’dir, cömerttir; ihsanı çok ve ikramı boldur. El-Mecid ismi şerifinin bu manası; Kerim, Vehhab ve Muhsin isimlerinin manasına benzemektedir. El-Mecid ismi şerifi, bu manasıyla, bütün nimetler üzerinde gözükür.
Bir sineğe iğne takmak, Mecid isminin bir tecellisidir.
Kuşa kanat vermek, Mecid isminin bir tecellisidir.
Ağaçları Cennet hurileri tarzında süslemek ve onların bütün ihtiyaçlarını karşılamak, Mecid isminin bir tecellisidir.
Balığa yüzgeç, kuşa kanat, file hortum vermek, yine Mecid isminin bir tecellisidir.
Bizlere hibe edilen göz, kulak, dil, kalp gibi bütün maddi cihazlar; aşk, muhabbet, akıl gibi bütün manevi latifeler, Mecid isminin bir tecellisidir.
Yediğimiz her nimette bu ismi şerif gözükmektedir. Bir elmanın üzerinde; domatesin yüzünde, ekmeğin, incirin, şeftalinin ve saymakla bitiremeyeceğiz bütün nimetler üzerinde hep bu ismi şerifin mührü vardır.
Sözün özü, bütün nimetler, Allah’ın cömertliğini ve ihsanının bolluğunu gösterirler. Bu cihetle de el-Mecid ismi şerifine işaret ederler. Bu makamda insanın vazifesi; her nimet üzerinde Allah’ın cömertliğini görmek ve Cenab-ı Hakk’ı El-Mecid ismiyle tefekkür ve zikretmektir… Şimdi, El-Mecid isminin ikinci manasını tefekkür edelim.
Allah-u Teala Mecid’dir, şan ve şeref sahibidir. Zatında ve sıfatlarında pek yücedir. Varlığına erişilemez, yüceliği kemal noktadadır, ulviyeti eşsiz ve benzersizdir.
Mahlukatından dilediğine şan ve şeref verir. Kendilerine şan ve şeref verilmiş bütün kullar, El-Mecid isminin tecellisiyle bu şan ve şerefe sahip olmuşlardır. Onlarda gözüken şan ve şeref, onların zatî malı olmayıp, Mecid ismini bir tecellisidir ve el-Mecid ismiyle müsemma olan Allah’a aittir.
El- Mecid isminin bu manasında şöyle bir nükte vardır. Sadece şeref sahibi olana “Mecid” denmez. Zatının şerefine, güzel işleri de katılırsa ona Mecid denilir. Yani mesela, şan ve şeref sahibi bir aileden gelmiş birisini düşünelim. Bu kişi, ailesinin şerefiyle şeref kazanmıştır, yani şerîftir. Ancak bu kişiye Mecid denilebilmesi için, bu şerefinin yanına güzel işler de katmalıdır. Eğer güzel işler katmazsa, Şerîf olarak kalır, ama Mecid olamaz. Mecid olabilmesi için, şerefini, güzel amellerle süslemelidir.
İşte Allah-u Teala, şan ve şerefine, güzel işler eklediği için Mecid ismiyle müsemmadır. O güzel işler ki, her biri, güzel bir isminin tecellisidir. Şerîf olan Rabbimiz, o güzel isimlerinin tecellisiyle aynı zamanda Mecid’dir.
Kulun bu makamdaki vazifesi, Allah’ın şan ve şerefini gösteren mahluklar üzerinde tefekkür etmek; bilhassa Allah’ın yüceliğine daha çok delalet eden yıldızlar, galaksiler, güneşler gibi büyük mahluklar üzerinde düşünmek ve Allah’ın şan ve şerefini bir nebze de olsa anlamaya çalışmaktır. Bir başka vazifesi de Allah’ın bu ismiyle ahlaklanmaya çalışmalı, şeref sahibi olmalı ve iyi amellerle bu şerefi süslendirmelidir. Bunu yaptığında Mecid ismine ayna olur ve belki de bu ism-i şerifin şefaatine mazhar olur.