El- Bais
Kışın ölen ağaçların bahar mevsiminde diriltilmesini ve Cennet hurileri tarzında süslendirilmesini gördüğünüzde Allah’ı hangi ismiyle yad edersiniz?… Ya da kışın ölen sineklerin, böceklerin, bir sonraki baharda aynen diriltildiğini gördüğünüzde Rabbimizi hangi ismiyle zikredersiniz?… Bizleri, ölümün kardeşi olan uykudan uyandıran, Rabbimizin hangi ismidir? “Ölmüş, çürümüş ve toprağa karışmış bütün insanları bir anda diriltecek ve kabirlerinden çıkaracak.” Dediğimizde, Mevla’mızın hangi ismini hatırlarsınız?
El-Bais ism-i şerifinin iki manası vardır. Birinci manası, öldükten sonra dirilten demektir. İkinci manası ise, peygamberler gönderen demektir. Aslında peygamberlerin gönderilmesi de bir nevi diriliştir. Çünkü Peygamberler, manevi hayatları ölmüş olan insanları İslam nuru ile diriltmektedirler.
El-Bais ism-i şerifinin bir tecellisini bahar mevsiminde görmekteyiz. Kışın ölen çiçekler, bitkiler, ağaçlar ve bir kısım hayvan türleri; baharın gelmesiyle diriltilir, hayat bulur. Bir bakarsınız; çiçekler açmış, rengarenk boyanmış, yeryüzünü şenlendiriyor. İşte bütün ölü çiçeklerin canlanması, El-Bais isminin tecellisiyledir.
Yine bahar mevsiminde bir bakarsınız; ölmüş ağaçların kupkuru dalları, El-Bais isminin tecellisine ayna oluyor. Ağaçlar; yapraklarla, çiçeklerle ve meyvelerle hayat buluyor. İşte yeşeren, çiçek açan ve meyve veren her bir ağaç, öldükten sonra dirilmenin numunesini göstermekle El-Bais ismine ayna oluyor. Yine bazı hayvancıkların kışın uykuya dalıp adeta bir nevi ölüme mazhar olmasından sonra, bahar mevsiminde canlandıklarını, dirildiklerini görürüz. Bütün bu dirilmeler, El-Bais isminin bir tecellisidir.
Ölümün kardeşi olan uykudan dirilmemiz de bu ism-i şerifin tecellisiyledir. Rabbimiz, bu ismin tecellisiyle, ölüme benzeyen uykudan bizi uyandırmakta ve bir nevi hayata mazhar etmektedir. El-Bais isminin en geniş manadaki tecellisi, kıyametten sonra bütün insanların diriltilip, kabirlerinden çıkmalarında gözükecektir. Kur’an bu sahneyi şu ayetiyle beyan eder:
Derler ki: “Eyvah bize! Bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? Bu, Rahman’ın vaat ettiği şeydir; demek peygamberler doğru söylemiş!” (Yasin, 52)
Ba’s, yani öldükten sonra diriliş, gerçekte ‘kabir âleminden mahşere çıkış’ demektir. Doğum, ana rahminden dünyaya gelişin ismi, ölüm dünyadan kabre göçüşün ismi olduğu gibi, ba’s da kabirden mahşere çıkışın ismidir. Gerçekte, ömrümüzün her safhası bir diriliştir. Ana rahminde nutfeden alaka safhasına geçen bir beden için, nutfe safhası ölmüş, yeni bir devre başlamıştır. Tavırdan tavıra geçerek dokuz ay devam eden bu yolculuk, dünyaya çıkışla yeni bir devreye girer. Ölümle bu safhaya son verildiği gibi, Kabir ile başka bir diriliş başlar. Daha sonra Kıyametin kopması ile kabir hayatı sona erer. Sura ikinci defa üfürüldüğünde artık haşr-ı azam dediğimiz büyük diriliş ile de mahşer hayatı hesap, mizan, sırat ve cennet ve cehennem hayatı başlar.
“İnsan der ki: Ben öldüğüm zaman mı tekrar diri olarak çıkarılacağım? İnsan hiç düşünmez mi ki, kendisi önceden hiçbir şey değilken onu biz yarattık.” (Meryem Sûresi, 19/66, 67)
El-Bais isminin diğer manası, peygamberler gönderendir. Peygamberler bir nevi ölü hükmünde ve hidayetten yoksun olan kavimlere gönderilmiştir. Peygamberler hidayetin yollarını o insanlara göstererek onların manen dirilişine sebep olmuşlardır. Her peygamber, Allah tarafından gönderilmesiyle bu ism-i şerife mazhar olmuştur. Demek Peygamberler göndererek; ölü kalpleri hidayetle dirilten Rabbimizin El Bais ismi şerifidir.
İnsanlığın en büyük maksadı beşerin en büyük vazifesi hidayete mazhar olup manen dirilmektir ki bu ancak ve ancak Peygamber asm e tabi olmakla mümkündür. O’nun sünnetinden ve tebliğ ettiği hükümlerde yüz çeviren kalpler görünüşte yaşasa da manen ölü hükmündedir. Bu ismi şerife karşı vazifemiz ise öldükten sonra diriltilen tüm mahluklar üzerinde Rabbimizi El Bais ismiyle zikretmek, bir gün kendisinin de ölümden sonra diriltileceğini düşünerek ölümden sonraki o hayat için ciddi çalışmaktır. Yine El Bais isminin tecellisi ile ölü kalpleri hidayetle diriltmek için gönderilen peygamberimiz Hz. Muhammed (S.a.v)’e ve onun sünneti seniyesine tabi olmaktır. Ta ki getirdiği o nur ile manevi hayatımız canlanıp kalplerimiz dirilsin