El-Muiz
El-Muiz: Dilediğine izzet ve şeref veren demektir. Cenab-ı Hak Muiz’dir. İzzeti ve şerefi dilediğine verir. Her aziz olan, O’nun aziz kılmasıyla o izzete ulaşmıştır. İzzet, kibirden farklıdır. İzzet, insanın kendi nefsinin hakikatini keşfederek kendindeki üstünlüğü Allah’tan bilmesidir. Kibir ise, insanın kendindeki acizliği ve fakirliği unutarak, kendindeki izzeti nefsine isnad etmesidir.
Cenab-ı Hak, izzete ve şerefe layık olan kullarını en iyi bilendir. O, dilediği kulunu aziz eder, onun şanını artırır ve onu insanlar arasında vakar sahibi kılar. O kişi, bu ismin tecellisi sayesinde daima rabbinin emrinde, resulünün yolunda olup, asla kendisini rezil edecek bir işte ve harekette bulunmaz.
Şimdi, bu ismin tecellilerini bir nebze tefekkür edelim:
Evvela bu isim sadece Müminlerde ve Müslümanlarda tecelli eder. Zira İslam ve iman, izzet ve şerefin olmazsa olmazıdır. İzzet ve şerefin mikyası İslamiyet’tir. Bu hakikate Kuran şöyle işaret etmiştir:
“Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost ediniyorlar. Yoksa izzet ve şeref onların yanında mı arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.” (Nisa139)
“İzzet ancak Allah’a, O’nun elçisine ve müminlere mahsustur.” (Münafikun)
İşte bu ayet-i kerimelerin beyanıyla, izzat ve şeref Allah’a, Peygamber Efendimize (sav) ve Müminlere mahsustur. Müminler, iman sıfatları sebebiyle aziz edilmiş ve şereflendirilmişlerdir. Demek iman ve İslam, izzetin başlı başına bir sebebidir.
İzzet ve şeref sahibi kumandanlar da bu isme mazhar olmuştur. Onlardaki izzet ve şeref, Allah’ın Muiz isminin bir tecellisidir. Demek Fatih’lerde, Kanuni’lerde, Yavuz’larda ve diğer izzet sahibi bütün kumandanlardaki izzet ve şeref, Muiz isminin bir tecellisidir.
Kumandanlarda tecelli eden Muiz ismi, devlet ve milletlerde de tecelli etmiş ve bir kısım devletler El-Muiz ismine mazhar olarak diğer devletlere galip ve üstün gelmişlerdir. Osmanlı Devleti, Muiz ismine geniş bir ayna olarak 600 yıl üç kıtada hâkimiyet göstermiş ve topraklarının sınırlarında güneş hiç batmamıştır.
İlim tahsil eden ve ilmiyle amil olan âlimler de Muiz isminden nasiplerini almışlardır. Zira ilim de izzet ve şerefin bir sebebidir.
Bu isim, Allah’a ibadet ve itaat eden kullarda da gözükür. Zira Allah’a itaat etmekten daha üstün bir izzet ve şeref yoktur. Bu hakikate Efendimiz (sav) şöyle işaret buyurmuştur: “Müminin şerefi gece namazı kılmasındadır. İzzeti ise, insanlardan müstağni olup onlara el açmamasındadır.”
El-Muiz ismi kıyamet günü de bütün haşmetiyle tecelli edecek ve Müminler aziz edilerek cennete sokulacaktır. Demek cennete girmek de Muiz isminin bir tecellisi iledir.
Cenab-ı Hak bu ismin hürmetine bizleri hem dünyada hem de ahirette aziz eylesin ve bizleri o izzetten mahrum edecek bütün amellerden muhafaza eylesin. Âmin.