20. Güneşin şeytanın boynuzları arasında olması
Enes b. Malik (r.a.) Hazretlerinden rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
ألَا أُخبِرُكم بصَلاةِ المُنافقِ يَرقُبُ الشَّمسَ حتى إذا اصفَرَّتْ فكانتْ بيْنَ قَرنَيِ الشَّيطانِ قام فنَقَرَ أربعًا لا يَذكُرُ اللهَ عزَّ وجلَّ فيها إلَّا قَليلًا
— Dikkat edin! Size münafığın namazını anlatıyorum: O kişi güneşi gözler. Nihayet güneş (batmak üzere iken) sararıp da şeytanın boynuzları arasında olduğunda kalkar ve horozun (yemi) gagalamasına benzer bir şekilde aceleyle dört rekât kılar. Burada da Allah’ı çok az zikreder. (Dârekutnî, 1000)
Hadis-i şerifte geçen, “Güneşin şeytanın boynuzları arasında olması” hususunda muhaddisler farklı izahlar yapmışlardır. Bu izahların bir kısmı şöyledir:
1. Güneş batarken şeytan güneşin önünde durur ki güneşe tapanlar ona tapsın. Bu anda güneş sanki onun boynuzları arasından batmaktadır. Güneşin doğma esnasında da aynı hâl mevzubahistir.
Bu görüş İbni Hacer Hazretlerinin görüşüdür. Bu görüşe göre, güneşin şeytanın iki boynuzu arasında doğması ve batması güneşe bakana nispetledir.
2. Hadiste geçen قَرْن kelimesi “boynuz değil, “taraftar” manasında olabilir. Bu durumda hadisin manası şöyle olur:
— Şeytanın taraftarları arasında kalkar ve horozun (yemi) gagalamasına benzer bir şekilde aceleyle dört rekât kılar.
3. Hadiste geçen قَرْن kelimesi قَرَنَ fiilinden gelmiş olabilir. Bu durumda kelime “boynuz” manasında değil, “yaklaşmak” manasında olur. Buna göre de hadisin manası şöyle olur:
— Şeytanın güneşe yaklaştığı vakitte kalkar ve horozun (yemi) gagalamasına benzer bir şekilde aceleyle dört rekât kılar.
Bu manaya göre, güneşin batma ve doğma vakitleri şeytanın güneşe yaklaştığı vakitlerdir.
4. Hadiste geçen قَرْن kelimesi “kuvvet” manasında olabilir. Bununla da şu mana anlatılmak istenmiş olur: Güneş doğarken ve batarken şeytan harekete geçer ve insanlara tasallutta bulunur. Bu zaman dilimi şeytanın en çok vesvese verdiği ve en kuvvetli olduğu zaman dilimidir.
Buna göre hadisin manası şöyle olur:
— Şeytanın en çok vesvese verdiği ve en kuvvetli olduğu vakitte kalkar ve horozun (yemi) gagalamasına benzer bir şekilde aceleyle dört rekât kılar.
5. Burada bir mecaz ve teşbih olabilir. Bundan maksat, şeytanın sanki boynuzu ile o kişiye vurup namazı geciktirmesidir ki bu, onun aldatması ve kalplere namazı geç kılmayı güzel göstermesidir.
Buna göre mana şöyle olur:
— Şeytanın ona güzel gösterdiği vakitte kalkar ve horozun (yemi) gagalamasına benzer bir şekilde aceleyle dört rekât kılar.
Hadis-i şerifin izahı hususunda başka görüşler de var. Biz beş görüşle iktifa edelim.
— Peki, biz görüşlerden hangisini kabul edeceğiz?
Soruya cevap olarak, daha önceki derslerde izah ettiğimiz bir meseleyi tekrar beyan edelim:
Müşkil hadislere bakışımız şu iki ihtimalden biri olmalıdır:
Birinci ihtimal: Hadisin manası hakkındaki bu izahları bilecek ve sonra diyeceğiz ki: Allah’ın Resulü (a.s.m.) hangi manayı kastetmişse ben ona iman ettim, kabul ettim, tasdik ettim. En iyisini Allah bilir.
İkinci ihtimal: Bu izahlardan hangisi aklımıza daha çok yatıyorsa, kalbimiz hangisini daha kolay kabul ediyorsa onu kabul edip diğer izaha ilişmeyeceğiz. Yani şöyle diyeceğiz: Ben bu izahı kabul ediyorum ama diğerini de reddetmiyorum. Allahu Teâlâ hangi manadan razı ise gönlümü o manaya çevirsin.