6. “Dünya öküz ve balık üzerindedir.” hadisinin izahı
İbni Abbas Hazretlerinden nakledilen bir hadis-i şerif şöyledir:
Peygamberimiz (a.s.m.)’a sormuşlar:
— Dünya ne üstündedir?
Peygamberimiz (a.s.m.) cevap vermiş:
— عَلَى الثَّوْرِ وَالْحُوتِ Öküz ve balığın üzerindedir. (Hâkim, el-Müstedrek: 4:636; el-Münzirî, et-Terğib ve’t-Terhîb: 4:257; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid: 8:131; İbnü’l-Cevzî, el-Muntazam: 1:172)
Başka bir rivayette ise ilk defa sorulduğunda, عَلَى الثَّوْرِ “Öküzün üzerindedir.” demiş. Diğer defa sorulduğunda da عَلَى الْحُوتِ “Balığın üzerindedir.” demiş.
Hadis inkârcıları bu hadisi gösterip diyorlar ki:
— Bu hadis nasıl sahih olabilir? Dünyanın balık ve öküzün üzerinde durduğuna nasıl inanılır?
Onlar akıllarının almadığı her hadisi inkâr ediyorlar. Hadisin cerh ve tadiline bakmıyorlar. Tek baktıkları şey kendi mantıkları. Mantıklarına yatarsa kabul ediyorlar, yatmazsa reddediyorlar. Hâlbuki hadisin cerh ve tadili mantıkla yapılmaz.
Şimdi, bu hadisin izahını yapalım. İzahını yaptığımızda göreceksiniz ki bu hadis ne kadar hikmetli bir hadismiş. Üstad Bediüzzaman Hazretleri 14. Lem’a isimli eserinde bu hadisi üç farklı şekilde şerh etmiş. Mezkûr eserden iktibas ederek meseleyi izah edelim:
Hadisin birinci izahı: Nasıl ki farklı farklı melekler var ve farklı farklı vazifeler icra ediyorlar. Mesela:
– Hazreti Azrail ruhları alıyor.
– Hazreti Cebrail vahiy getiriyor.
– Hazreti Mikail tabiat olaylarına nezaret ediyor.
– Hazreti İsrafil sûra üfleyecek.
– Arş’ı taşımakla görevli melekler var.
– Yağmur damlalarını indirmekle görevli melekler var.
– Cehennemde azap etmekle görevli melekler var…
Aynen bunlar gibi, dünyaya nazır ve hamele olan iki melek vardır. O meleklerden birinin ismi “Sevr” yani “öküz”; diğerinin ismi “Hût” yani “balık”tır.
Üstad Hazretleri diyor ki: -Allahu a’lem- bu iki meleğin, âlem-i melekût ve âlem-i misalde öküz ve balık suretinde temessülleri var.
Yani bu iki melek bu âlemlerde öküz ve balık şeklinde görünüyorlar.
İşte Peygamberimiz (a.s.m.) bu hakikate işareten, “Dünya öküzün ve balığın üzerindedir.” buyurmuş. Yani dünyaya “Sevr” ve “Hût” (balık ve öküz) namıyla iki melek nezaret eder, demek istemiş.
Hadis-i şerifin birinci izahı budur.
Hadisin ikinci izahı: Mesela şöyle sorulsa:
— Bu devlet ve saltanat hangi şey üzerinde duruyor?
Cevaben denilir ki:
— Kılıç ve kalem üzerinde duruyor.
Burada kılıç, askerin kuvvet ve cesaretini; kalem de memurların ilim ve adaletini temsil ediyor. “Kılıç ve kalem üzerinde” denildiğinde, bu sözle hakiki kılıç ve kalem kastedilmiyor. Yani bu cevapta bir mecaz vardır. Kelamın mana-yı hakikisi murad değildir.
Devlet, kılıç ve kalem üzerinde durduğu gibi, yeryüzü de öküz ve balık üzerinde durur. Burada öküz “tarımı”, balık da “denizciliği” temsil etmektedir.
Evet, şu yeryüzü hayat sahiplerinin meskenidir. Hayat sahiplerinin kumandanı da insandır. İnsanın sahilde oturanlarının geçim kaynağı balıktır. Sahilde olmayanların geçim kaynağı ise ziraattir ki ziraat de öküzün omzundadır. Ne vakit öküz çalışmaz ve balık milyon yumurtayı birden doğurmazsa, o vakit insan yaşayamaz, hayat sükût eder.
İşte Peygamberimiz (a.s.m.) gayet hikmetli bir cevapla, “Dünya öküzün ve balığın üzerindedir.” demiş; insanın hayatının balık ve öküzün hayatıyla ne kadar alâkadar olduğunu iki kelimeyle ders vermiş.
Bu da hadisin ikinci izahıydı.
Hadisin üçüncü izahı: Eski gök bilimine göre, Dünya sabit olup Güneş’in etrafında gezerdi. Güneş’in her otuz derecesine bir burç tabir etmişlerdi.
O burçlardaki yıldızları birbirine bağlayacak şekilde farazi hatlar çekilse, bazen aslan sureti, bazen terazi sureti, bazen öküz sureti ve bazen de balık sureti ortaya çıkar. Bu şekil benzerliğinden dolayı o burçlara bu isimler verilmiş.
Bu asırda keşfedildi ki Güneş Dünya’nın etrafında dönmüyor. Güneş’in bedeline Dünya dönüyor. Bu durumda, o burçlar boş kalmış oldular. Boş kalan bu burçlar yerine, Dünya’nın senevi yörüngesinde, küçük mikyasta, o daireleri yerde teşkil etmek gerekir.
Böyle olduğunda o semavi burçlar, Dünya’nın senevi yörüngesinde temessül edecek. Ve buna göre, Dünya her ayda semavi burçlardan birinin gölgesinde ve misalinde olacak.
İşte bu vecihle, Peygamberimiz (a.s.m.) bir defasında, “Öküzün üzerinde.”, diğer defasında da “Balığın üzerinde.” buyurmuş. Çünkü Dünya o sualin zamanında öküz burcunun gölgesindeymiş. Bir ay sonra yine sorulmuş, “Balığın üzerinde.” demiş. Çünkü o vakit Dünya balık burcunun gölgesindeymiş.
Peygamberimiz (a.s.m.) bu cevabıyla bir astronomi dersi veriyor. Ancak kendi asrının insanlarına değil… Çünkü o asrın insanları bu anlattığımızı kavrayamaz. Peygamberimiz (a.s.m.) bu hadisiyle bu asrın ümmetine ders veriyor; Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü beyan ediyor.
Hadisin üç farklı izahını okudunuz. Bakın, Peygamberimiz (a.s.m.) toplamda dört kelimeyle ne kadar çok mana ifade etmiş. Bu hadisin hikmeti karşısında şaşırıp secde edeceğimize, bazıları hadisi inkâr ediyor.
Yahu, bu hadis Peygamberimizin hakkaniyetine delildir. Hadisin ifadesi bir mucizedir. Tabii anlayana…
Şu bilgiyi de verip dersi öyle tamamlayalım: Sonradan ravilerin veya müfessirlerin bazı açıklamaları hadis zannedilmiştir. Mesela “Dünya öküzün üzerindedir. Öküz başını sallayınca deprem oluyor.” gibi ilaveler hadis değildir.