Deizm-1- Bu kadar kıymetli duygular insana niçin verildi?
Bir vakit bir sultan, iki hizmetkârını huzuruna davet eder. Hizmetkârlarından birisine on altın verip, “Güzel bir kumaştan bir kat elbise yaptır.” diye ona emreder… İkinci hizmetkârınaysa on altın değil, bin altın verir ve içinde bazı şeylerin yazılı olduğu bir kâğıdı cebine koyup onu pazara gönderir…
Evvelki hizmetkâr on altınla, en güzel kumaştan mükemmel bir elbise alır… İkinci hizmetkâr akılsızlık edip, evvelki hizmetkâra bakıp, kendisini ona kıyas eder ve cebine konulan kâğıdı okumadan bir dükkâna girer. Dükkâncıya bin altını verip bir kat elbise ister… İnsafsız dükkâncı da: “Bu akılsız bir adama benziyor, on altına alınabilecek bir kumaşa bin altın veriyor.” der ve kumaşın en çürüğünden ona bir kat elbise verir.
Daha sonra, bütün sermayesini çürük bir kumaşa veren O bedbaht hizmetkâr, Sultanının huzuruna gelir. Cebindeki kâğıdı okumadığı ve kıymetli sermayesini çürük bir kumaşa verdiği için Sultanı onu cezalandırır. Ve ona der ki: “Eğer ben senin çürük bir kumaşı almanı isteseydim, sana bin altın değil, evvelki hizmetkâra verdiğim gibi on altın verirdim. Zira kumaşın en iyisi bu pazarda on altına satılır. Sana bin altını vermemle anlamalıydın ki, seni bu pazara bir kat elbise almak için göndermedim. Eğer cebine koyduğum kâğıdı okusaydın, pazara niçin gönderildiğini anlar ve sermayeni böyle boşa harcamazdın. Şimdi çek bakalım cezanı…”
Şimdi misalin hakikatini beyan edelim: Misalimizde sultan, Ezelin ve ebedin sultanı olan Rabbimizdir… Kendisine on altın verilen birinci hizmetkâr, hayvanlardır. On altın ise, onlara takılan duyguların ve donanımın kıymetidir… Kendisine bin altın verilen hizmetkârsa insandır. Bin altın ise, insana takılan, akıl, kalp, göz ve dil gibi duyguların ve donanımın kıymetidir… Pazar ise, şu dünyadır… İkinci hizmetkârın cebine konulan kâğıt ise, ona yapması gereken ticareti öğreten semavi kitaplar ve başta Kur’an’dır…
Evet, insan bu dünyaya hayvan gibi yaşamak ve lezzet almak için gelmemiştir. Ona verilen sermaye, mühim bir ticaret içindir. Eğer hayvan gibi yaşamak için bu dünyaya gönderilseydi, bin altına, yani bu kadar kıymetli cihazlara ve duygulara ne gerek vardı? Ona da hayvana verilen kadar verilir; bu kadar masraf yapılmazdı…
Hakikat böyleyken, deistler, hayvan gibi yaşamak için yaratıldıklarını iddia etmekte, “Hayvan gibi yaşarız, ölürüz ve yok oluruz” diyerek adeta akıldan istifa etmektedirler. Bu eserde, deizmin nasıl bir saçmalık olduğunu Allah’ın izniyle kati bir surette ispat etmeye çalışacağız.
Bu eserde Üstad Bediüzzaman hazretlerinin Risale-i Nur külliyatı kaynak eser olarak kullanılmıştır. Bu eserdeki muhatabımız deist kişidir. Onunla konuşacak ve deizmin saçmalığını ona ispat edeceğiz. Bu eseri kim aklını ve vicdanını hakem yaparak izlese, inşallah deizm hastalığından kurtulur. Bu eserde, peygamberlerin ve kitapların gönderilmesinin lüzumu, iki kere iki dört eder katiyetinde ispat edilmiştir. Yardım ve inayet; hidayet ve selamet Allah’tandır.