Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kader hakkında konuşmayı yasaklamış mıdır?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:
“Kader hakkında konuşmayın, zira kader Allah’ın sırrıdır. Allah’ın sırrını açıklamaya kalkmayın!”
Ancak bu hadis-i şerif bizi kader meselesini konuşmaktan ve bu meseleyi anlamaya çalışmaktan menetmemektedir. Zira bu hadiste anlatılmak istenen farklı bir şeydir. Şöyle ki: Kader ikiye ayrılır:
1-İnsanın kendi iradesiyle ilgili olan kısım.
2-İnsanın iradesinin karışmadığı, onun irade ve kuvveti dışında meydana gelen hadiseler.
Bir insanın erkek veya kadın olması, dünyaya geldiği zaman dilimi, doğduğu ve yaşadığı belde, yaşayacağı ömür müddeti, anne ve babasının kim olacağı, sakat veya sağlıklı, güzel veya çirkin, zengin veya fakir olması gibi hususlar bu ikinci kısma misal olarak verilebilir.
Bu ve benzeri meselelerdeki ilahî takdirin sırrını anlamaya çalışmak, “Niçin Allah bunu böyle yapmış?” diye düşünmek, insan için hem manasız bir kayıptır hem de onu helake götürebilecek bir sebeptir. Zira bunun neticesinde, kadere yani ilahî takdire isyan gelebilir. Bu sırlar ahirette, adalet gününde bütün incelikleri ile görünecektir.
İşte Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “Kader hakkında konuşmayın, zira kader Allah’ın sırrıdır. Allah’ın sırrını açıklamaya kalkmayın!” hadisiyle bizi uğraşmaktan menettiği kader, insan iradesinin karışmadığı bu kısım kaderdir.
Yoksa kaderin birinci kısmı üzerinde düşünmek hem güzeldir hem de tefekküri bir ibadettir. Akaid âlimleri de kaderin bu kısmına büyük mesai sarf etmişler ve eserler yazmışlardır.