10. “Dünya müminin zindanı, kâfirinse cennetidir.” hadisinin izahı
Peygamberimiz (a.s.m.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
عن أبى هريرة ، اَلدُّنْيَا سِجْنُ الْمُؤْمِنِ وَجَنَّةُ الْكَافِرِ Dünya müminin zindanı, kafirin ise cennetidir. (Sahih-i Müslim, 2956)
Bu hadis-i şerifte dünyanın müminler için bir zindan, kâfirler için de bir cennet olduğu beyan buyrulmuş. Bu hadisin manası hakkında âlimler farklı izahlar yapmışlar. Bu izahlardan üçünü sizlerle paylaşalım:
Birinci izaha göre: Dünyanın mümine zindan, kâfire cennet olması ahirete kıyasladır. Allahu Teâlâ’nın mümine cennette vereceği nimetlere kıyasla bu dünya bir zindan gibidir. O cennet ki Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin beyanına göre, şu dünyada bin sene mesudane bir hayat, cennetin bir saatlik zevkine mukabil gelemez. Cennetin de bin senesi, Allah’ı görmekle hasıl olan lezzetin bir saatine mukabil gelmez.
İşte mümini ahirette cennet ve Allah’ı görme nimeti beklemektedir. Bu nimetlere kıyasla dünya mümine zindan hükmündedir. Mümin bu dünyada ne kadar rahat içinde de olsa bu böyledir.
Dünyanın kâfir için cennet olması da yine ahirete kıyasladır. Kâfiri ahirette bekleyen tek şey cehennemdir ve azaptır. Kâfir bu dünyada ne kadar sıkıntı içinde olursa olsun -onu bekleyen cehenneme kıyas edildiğinde- dünya ona sanki cennet gibidir.
İşte hadisle anlatılmak istenen mana budur ve hadisin hükmü ahirete kıyasladır.
İkinci izaha göre: Dünyanın mümine zindan, kâfire cennet olması şudur:
Mümin, iradesiyle nefsini dünyevi lezzetlerden uzak tutmuş, böylece sanki kendini bir nevi hapse mahkum kılmıştır. Hani hapiste insan lezzetlere ulaşamıyor ya, işte mümin de dünyevi lezzetleri -bilhassa gayrı meşru lezzetleri- kendine yasak etmiş ve dünyayı kendi hakkında bir hapse çevirmiş… Dünyanın mümine zindan olması budur.
Kâfir ise nefsini günahlara salmış, ne isterse onu yapmış; böylece dünya ona cennet gibi olmuş. Cennette yasak yoktur. Kâfir de dünyada hiçbir yasağı tanımadığı ve dilediği her şeye elini uzattığı için dünya âdeta ona bir cennet gibi olmuş.
Bir daha toparlayacak olursak: Mümin dünyevi lezzetleri kendine haram etmiş, bu cihetle dünya ona bir zindan olmuş. Kâfir ise ne isterse onu yapmış, bu cihetle dünya ona sanki bir cennet olmuş. İşte hadiste anlatılmak istenen mana budur.
Üçüncü izaha göre: Bu izahı Sühreverdî Hazretleri yapmıştır. Gerçekten de müthiş bir manayı ortaya koymuş. Hazret bu hadisi şöyle izah etmiş:
Hadis-i şerifte, dünyanın mümin için bir zindan olmasından bahsedilmiş. Zindan, darlık ve dışarı çıkmaya engel olmaktan ibarettir. Kalp ne zaman uhrevi zevkleri arzulasa şeytan ona bu kapıyı hemen kapatır; onun bu manevi zevklere ulaşmasına engel olur.
İşte bu hâl, hapishanelerin en muhkemi ve en dar olanıdır. Zira kim kişi ile onun sevgilisi arasına girerse, ona yeryüzünü -bütün genişliğine rağmen- daraltır.
İşte dünyanın mümine zindan olması budur. Nefsin ve şeytanın gardiyanlığı sebebiyle kişi bir yol bulamaz ki bu zindandan çıksın da Allah’a vasıl olsun; muhabbetullahın zevkine ve marifetullahın lezzetine ulaşsın…
Tam tersi cihetiyle de bu dünya kâfire cennettir. Şeytan onun hücresinin kapısını açmış, dünyayı ona süslemiş, cennet gibi göstermiş ve her nimetten faydalanmasını hatta saldırmasını nasihat etmiş. O da yalancı cennetinde yaşar durur. Ta ölüm gözünü açıncaya kadar.
“Dünya müminin zindanı, kafirinse cennetidir.” hadisinin üç farklı izahını naklettik. Hadis ilmi böyle okunmalı; muhaddislerin izahıyla…