O (Rab) ki, yeryüzünü sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı
الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الأَرْضَ فِرَاشاً وَالسَّمَاء بِنَاء
Beyan ettiğimiz ayet-i celilede, yeryüzü gökyüzünden evvel zikredilmiştir. Yeryüzünün, gökten evvel zikredilmesinin hikmeti hakkında şu izahlar yapılmıştır:
1. Bir önceki ayette, insanların yaratılışından bahsedilmiştir. Allah-u Teâlâ, kullarının yaratılışını zikrettikten sonra, onların ilk muhtaç olacakları şeyi zikretmeyi münasip görmüştür ki, o da yerleşecekleri mekân olan yeryüzüdür.
2. Kulların yeryüzüne olan ihtiyaçları daha çok ve menfaatleri daha fazla ve daha açıktır. Bu sebeple, yeryüzünün gökyüzünden önce zikredilmesi evladır.
3. Edna olandan, âlâya; yani aşağıda olandan, üstte olana geçiş, söz söyleme sanatı olan belagat ilminde güzeldir. Allah-u Teâlâ bu sebeple, edna olan yeryüzünü, âlâ olan gökyüzünden önce zikretmiştir.
4. Birçok ayetlerin delaleti üzerine; yerin yaratılışı, göğün yaratılışından öncedir. Önce yaratılan yeryüzünün, sonra yaratılan gökyüzünden evvel zikredilmesi daha uygundur.
5. Yeryüzü, peygamberlerin meskeni olduğu için gökyüzünden daha faziletli ve daha üstündür. Üstün olanın, aşağıda olandan önce zikri daha münasiptir.
6. Yeryüzü, Allah’ın isim ve sıfatlarına ayna olmak cihetiyle semadan öndedir. Zira birçok isim vardır ki, sadece yeryüzünde ve yeryüzü sakinlerinde tecelli etmektedir. İşte yeryüzü, Allah’ın isim ve sıfatlarına yaptığı bu ayinedarlığın şerefi için gökyüzünden önce zikredilmiştir.