15- Kabir hayatını inkar edenlerin soruları- 2
A- İkinci sorum şu: Kabir hayatını inkâr edenler diyorlar ki: “Kıyamet bir yargılama günüdür. Yargılama olmadan ceza olmaz. Kabirde ise yargılama söz konusu değildir. O hâlde kabirde azap olmamalıdır.” Bu konuda ne dersin?
B- Kur’an’da, Hz. Nuh’un kavmi, Hz. Hud’un kavmi, Hz. Salih’in kavmi ve diğer Peygamber kavimlerinin başına gelen dünyevi azaplar anlatılmaktadır. Mesela: Hz. Nuh’un kavmi denizde boğulmuş; Hz. Hud’un kavmi bir rüzgâr ile helak edilmiş; Hz. Salih’in kavmi ise şiddetli bir gürültüyle cezalandırılmıştır.
Yine Kur’an’da, zalim kavimlerinin topluca helakinden başka, fertlerin helakinden de bahsedilir. Mesela: Kârun anlatılır ve “Onu ve sarayını yerin dibine geçirdik.” denilir. Firavun anlatılır, “Onu denizde boğduk.” denilir. Nemrud anlatılır, “Onu hüsrana uğrattık.” denilir. Her zalim kavmin ve ferdin helak edilişinde de şu ifade kullanır: “İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız.”
Bu ayetlerden anlıyoruz ki, cezalandırmak için ille de hesaba çekmeye gerek yoktur. Zira bu kavimler hesaba çekilmeden helak edilmişler ve cezalandırılmışlardır. İstersen, onların hesaba çekilmeden helak edilişlerine birkaç örnek daha vereyim:
A’raf suresi 152. ayet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Şüphesiz o buzağıyı tanrı edinenlere Rablerinden bir gazap ve dünya hayatında iken de bir zillet erişecektir. İşte biz, iftiracıları böyle cezalandırırız.”
Yunus suresi 13. ayet-i kerime:
“Andolsun ki, sizden önceki devirlerin birçok kavmini, peygamberleri kendilerine apaçık deliller getirdikleri hâlde zulmettikleri ve iman etmedikleri için helak ettik. İşte günahkârlar topluluğunu biz böyle cezalandırırız.”
Taha suresi 127. ayet-i kerime:
“İşte haddi aşanları, Rabbinin ayetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız. Ve muhakkak ki ahiret azabı (dünya azabından) daha şiddetli ve daha devamlıdır.”
Sebe’ suresi 17. ayet-i kerime:
“Fakat onlar yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik ve o güzelim iki bahçelerini buruk yemişli, ılgınlık ve içinde biraz da sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik. İşte böylece, küfretmiş olmalarından ötürü onları cezalandırdık. Biz, küfredenlerden başkasını cezalandırır mıyız?”
Bu ayetler gibi Kur’an-ı Kerim’de daha onlarca ayet-i kerime var. Bu ayetler gösteriyor ki, Allah zalimleri sadece ahirette değil, bu dünyada iken de cezalandırıyor. Öyleyse kabirde niye cezalandırmasın?
Sen sorunda dedin ki: “Kabir hayatını inkâr edenler diyormuş ki: Kıyamet bir yargılama günüdür. Yargılama olmadan ceza olmaz.’”
Peki onlar, yargılama olmadan cezanın olduğunu beyan eden bu ayet-i kerimeleri hiç mi görmüyorlar? Yoksa onların başlarına gelen bu acı azaplar ceza değil midir?
Hem onlar hiç mi şunu düşünmüyorlar: Yargılama ve hesap, yani amel defterlerinin açılması, mizanın kurulması, insanın hesaba çekilmesi gibi hâller, Allah’ın, kulun hâlini ve durumunu bilmesi için değildir. Bütün bunlar, kulun durumunu kendisine göstermek içindir. Yoksa Allah Teâlâ nihayetsiz ilmiyle zaten kulun hâlini ve akıbetini bilmektedir.
Yoksa onlar, “Kıyamet bir yargılama günüdür. Yargılanma olmadan ceza olmaz.” derken, Allah’ın, kulunun hâlini bilmediğini mi düşünüyorlar. Yani onlara göre, Allah kimin salih, kimin zalim; kimin cennet ehli, kimin cehennem ehli olduğunu bilmiyor da bu bilgiye hesaptan sonra mı vakıf olacak? Ve vakıf olduktan sonra mı ceza verecek? Yahu onlar Allah hakkında ne kötü zanda bulunuyorlar. “Yargılama olmadan ceza olmaz.” ne demek? Bu söz, hem Allah’ın ezeli ilmine hem de Kur’an’ın onlarca yerinde geçen, “İşte biz onları böylece cezalandırdık.” ifadesine zıt değil midir?
B- Vallahi sana hak veriyorum. Yani o kadar peygamber kavmi helak edilmiş. Karunlar, Firavunlar, Nemrutlar helak edilmiş ve bir kısım cezaları daha bu dünyadayken verilmiş. Demek azap etmek için ille de yargılama gerekmiyor. Allah zaten her şeyi biliyor.
A- O hâlde, kabirde azap etmek için neden ille de önce yargılama gereksin? Dünyada yargılamadan ve hesaba çekmeden ceza veriliyor da kabirde niye verilmesin? Allah, kulunun günahlarını bilmiyor mu ki, yargılama olmadan ona ceza veremesin? Hatta değil peygamber kavimlerinin ve zalimlerin helak edilişi; bizim dahi başımıza gelen musibetler, işlemiş olduğumuz günahlardan dolayı değil midir? Meydana gelen depremler, yangınlar, kazalar ve diğer musibetler, hep kulların zulümleri ve isyanları sebebiyle değil midir? Bu hakikate işareten Rum suresinin 41. ayet-i kerimesinde şöyle buyrulmaz mı:
“İnsanların elleriyle işledikleri günahlardan dolayı karada ve denizde fesat çıktı. Allah, yaptıklarının bir kısmının cezasını onlara tattıracak. Umulur ki onlar dönerler.”
Bu ayet ve daha onlarca ayet, yargılama olmadan cezanın verileceğini göstermiyor mu?
A- Evet gösteriyor. Zaten dediğin gibi, Allah her şeyi bilir. Hesap, kulun hâlini kula göstermek içindir. Yoksa Allah’ın kulun durumunu bilmesi için değildir. Allah bildiği gibi de kuluna muamele eder… Tamam, bu sorumun cevabını aldım. Onların: “Kıyamet bir yargılama günüdür. Yargılama olmadan ceza olmaz.” sözünün ne büyük bir safsata olduğunu anladım. Demek, onlar hiç Kur’an okumamışlar. Zalimlerin daha dünyada iken -yargılama olmadan- nasıl cezalandırıldığını görmemişler. Onlara bu dünyada böyle cezalar veren Allah, kabirde niye azap etmesin?
B- Maşallah, iyi anlamışsın. Allah onlara da anlamayı nasip etsin!..
A- “Âmin” diyorum ve şimdi sana 3. sorumu soruyorum. Sorum şu: