Altıncı mâni: Bu asırdan Asr-ı Saadet kitabı okunamaz.
Altıncı mâni: Bu asırdan Asr-ı Saadet kitabı okunamaz.
Selef-i Sâlihînin müctehidin-i izâmı (büyük müctehidleri) asr-ı nur ve asr-ı hakikat (hakikat ve nur asrı) olan Asr-ı Sahabeye (Sahabe asrına) yakın olduklarından, safi bir nur alıp halis bir ictihad edebilirlerdi. Şu zamanın ehl-i ictihadı ise o kadar perdeler arkasında ve uzak bir mesafede hakikat kitabına bakar ki, en vâzıh (açık) bir harfini de zor ile görebilirler.
Bediüzzaman Hazretlerinin ictihada altıncı mâni olarak gösterdiği bu nüktenin kısaca izahı şöyledir:
İctihadın birinci menbaı Kur’an, ikinci menbaı ise sünnet ve hadislerdir. Başta dört mezhep imamı ve onların talebeleri Sahabe asrına yakın olduklarından dolayı o nur ve hakikat asrından safi bir nur alıp halis ve doğru bir ictihad yapabilirler ve ictihadın iki membaından İslamî hükümlerin ab-ı hayatını çıkarabilirler ve çıkarmışlardır. Hâlbuki bu asrın ictihad heveslileriyle o nur ve hakikat asrının arasında o kadar uzak bir mesafe vardır ki, bu uzak mesafeden hakikat kitabını okumak neredeyse mümkün değildir. Bu asrın ehli değil o kitabı okumayı, o kitabın en büyük harflerini bile zar zor görebilirler.
Hem bu asrın insanı eğer ictihad yapmaya kalksa Sahabeyle görüşemeyeceklerine göre yine başta dört mezhep imamı olarak diğerlerinin derlediği hadis kitaplarını kaynak yapmak zorundadırlar. Yani her hâlükârda yol yine o büyüklerin rahle-i tedrisinden geçmektedir.