9. “Kur’an’da kadere iman yoktur” diyenlere Tebbet Suresi cevap veriyor
Sevgili kardeşlerim, kader hakkındaki eserimizin bu Dokuzuncu dersinde, “Kur’an’da kader yok.” diyen Mustafa İslamoğlu’na, Abdülaziz Bayındır’a ve Mehmet Okuyan’a cevap vermeye devam ediyoruz. Şu meseleyi hatırlatarak dersimize başlamak istiyorum:
Kader, Allah’ın ezeli ilmiyle, istikbalde olacak şeyleri bilmesi ve bu bilgiyi bir defterde kaydetmesidir. “Kader yoktur.” demek, “Allah istikbali bilemez.” demektir. “Kur’an’da kader yoktur.” demek de “Kur’an’da Allah’ın istikbali bildiğiyle ilgili hiçbir ayet yoktur.” demektir.
Bir önceki dersimizde, kaderin varlığına dair ilk ayetimizi tahlil etmiştik. Bu dersimizde, ikinci ayeti tahlil edeceğiz. Tahlil edeceğimiz ayet-i kerime, Tebbet suresinin ayetleridir. Bu surede şöyle buyrulmuştur:
“Ebu Leheb’in elleri kurusun; kurudu da. Malı ve kazandığı ona fayda vermedi. Yakında alevli bir ateşe girecek. Odun taşıyıcı olan karısı da… Boynunda bükülmüş bir ip olduğu hâlde.”
Bu sure-i celile, Ebu Leheb ölmeden tam on beş sene önce nazil olmuştur. Fahreddin-i Razi ve İbni Kesir’in beyanlarına göre surenin iniş sebebi şu hadisedir:
Peygamberimiz (asm) Kureyşlileri toplayarak: “Eğer ben size, düşmanın sabahleyin veya akşam üstü geleceğini söylersem, beni doğrular mısınız?” dedi. Onlar: “Evet.” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Ben sizi şiddetli bir azaba karşı uyarıyorum.” buyurdu. Ebu Leheb: “Bizi bunun için mi topladın? Yazıklar olsun sana, iki elin kurusun.” dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ Tebbet suresini sonuna kadar inzal buyurdu.
Görüldüğü gibi bu sure-i celile, Ebu Leheb ölmeden önce nazil olmuş ve Ebu Leheb’in iman etmeyeceğini beyan buyurmuştur. Bu sebeple müfessirler, bu surenin gaybi bir mucize olduğunda ittifak etmiş ve şöyle demişlerdir:
“Bu sure Peygamberimiz (asm)’ın nübüvvetine apaçık bir delil ve ayan beyan bir mucizedir. Çünkü bu ayette, “Alevli ateşe girecektir. Odun taşıyıcısı olan karısı da…” buyrularak onların iman etmeyeceği haber verilmiştir. Ve olay, tam ayetin haber verdiği gibi gerçekleşmiş ve her ikisi de imana muvafık olamamışlardır.”
“Allah, kulunun yapacağını bilmez.” diyenler, bu ayetin beyanı karşısında ne yapacaklarını şaşırmışlar ve Allah’a iftiradan başka, bir de bu sureye iftira atarak: “Mezkur sure Ebu Leheb öldükten sonra inmiştir.” demişler. Şimdi en sahih tefsir kitaplarından, bu surenin iniş vaktine dair naklini yapmak istiyoruz:
Fahreddini Razi Hazretleri şöyle der: Tebbet suresi beş ayet olup, ittifakla Mekke’de nazil olmuştur. (Mefatihu’l-gayb)
İbni Kesir Hazretleri şöyle der: Mekke’de nazil olmuştur. (İbni Kesir Tefsiri)
İmam Kurtubi Hazretleri şöyle der: Mekke’de indiği hususunda görüş birliği vardır. (El-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an)
Tefsirü’l-Münir’de şöyle denilir:
Mekke döneminde indiği konusunda ittifak olan bu sure… Ebu Leheb hakkındaki bu ayetler üç yönden gayptan haberler içermektedir:
1. Onun helak ve hüsranını haber vermektedir.
2. Onun, malı ve evladından yararlanamayacağını haber vermektedir.
3. Onun cehennemlik olduğunu haber vermektedir ki, öyle de olmuştur. (Tefsirü’l-Münir)
Elmalı Hamdi Yazır Hazretleri tefsirinde şöyle der:
Ebu Leheb’in ölümü, Kur’an’ın on beş sene kadar önceden haber verdiği tarzda cereyan etmiştir.
Daha birçok tefsirden, “Bu sure Mekke’de inmiştir.” sözünü nakledebiliriz. Ancak naklettiğimizi kâfi görüyor ve daha başka nakillerle meseleyi uzatmıyoruz.
Sözün özü:
Tebbet suresi, Ebu Leheb’in ve hanımının küfür üzere öleceğini haber vermiş ve hadise haber verdiği gibi vuku bulmuştur. İşte bu sure ispat eder ki, Allah Teala her şeyi, daha meydana gelmeden önce bilmektedir. Bu bilmek de bizler için kaderdir. Bu sure, “Kur’an’da kader yoktur. Allah, kullarının ne yapacağını bilmez.” diyenleri tekzip etmektedir.
Sevgili kardeşlerim, sözün güzeli kısa olanıdır. Arife fazla tarif de gerekmez. Bu dersimizi burada tamamlayalım. Bir sonraki dersimizde, bu meseleye dair üçüncü ayetin tahlilini yapacağız. O derste buluşuncaya kadar, hepiniz Allah’a emanet olunuz…