8. Allah’ı görmek hakkında hadis-i şerifler
Allah’ın ahirette görüleceğine dair bu Sekizinci Dersimizde, konuyla ilgili hadis-i şerifleri nakledeceğiz.
Birinci Hadis-i Şerifimizi, İmam Buhari, İmam Müslim, Ebu Davud, İmam Tirmizi, İbni Mace ve Ahmed İbni Hanbel hazretleri nakletmiştir. Yani bu hadisi, Kütüb-ü Sitte imamlarının hemen hepsi nakletmişlerdir. Hadisin ravisi Cerir İbni Abdullah Hazretleri der ki:
Biz bir kere Resulullah (asm)’ın yanında otururken O dolunay gecesi aya bakarak dedi ki:
إِنَّكُمْ سَتَرَوْنَ رَبَّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَيَانًا Şüphesiz siz kıyamet günü açık bir şekilde Rabbinizi göreceksiniz. كَمَا تَرَوْنَ هَذَا الْقَمَرَ Şu Ay’ı gördüğünüz gibi. لاَ تُضَامُونَ فِى رُؤْيَتِهِ Onu görmekte (kalabalıktan dolayı) sıkıntı çekmeyeceksiniz. (Buhari, Tevhid, 24; Müslim, Mesacid, 37; Ebu Davud, Sünnet, 20; Tirmizi, Sıfetü-l Cennet, 17; İbni Mace, Mukaddime, 13; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, No: 19211)
İkinci Hadis-i Şerifimiz, yine aynı kaynaklarda geçen, Ebu Said el-Hudri Hazretlerinden nakledilen şu hadis-i şeriftir:
Bir takım insanlar, “Ey Allah’ın Resulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?” diye sorduklarında, Resulullah (asm) şöyle buyurmuştur:
نَعَمْ Evet هَلْ تُضَارُّونَ فِي رُؤْيَةِ الشَّمْسِ بِالظَّهِيرَةِ ضَوْءٌ لَيْسَ فِيهَا سَحَابٌ Siz öğle vaktinde, gökte bulutların olmadığı aydınlık bir anda, Güneş’in görülmesinde sıkıntı çeker, birbirinizle tartışır mısınız? Onlar “Hayır.” dediler. Efendimiz (asm) yine sordu: فَهَلْ تُضَارُّونَ فِي رُؤْيَةِ الْقَمَرِ
لَيْلَةَ الْبَدْرِ ضَوْءٌ لَيْسَ فِيهَا سَحَابٌ Sizler ayın on dördünde, gökte bulutların bulunmadığı aydınlık bir anda Ay’ı görmekte sıkıntı çeker, birbirinizle tartışır mısınız? Onlar yine: “Hayır.” dediler. Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:
مَا تُضَارُّونَ فِي رُؤْيَةِ اللَّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِلاَّ كَمَا تُضَارُّونَ فِي رُؤْيَةِ أَحَدِهِمَا Sizler kıyamet günü de Allah’ı görmekte ancak bu haldeki Güneş ve Ay’ı görmekteki zahmet kadar bir zahmet çekeceksiniz. (Buhari, Tefsir, 87; Müslim, İman, 81; Ebu Davud, Sünnet, 20; İbni Mace, Mukaddime, 13; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, No: 11127)
Üçüncü Hadis-i Şerifimiz, yine aynı kaynaklarda geçen Hz. Suheyb Hazretlerinden nakledilen şu hadis-i şeriftir:
إِذَا دَخَلَ أَهْلُ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ Cennet ehli cennete girdiğinde يَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى Allah Teala der ki تُرِيدُونَ شَيْئًا أَزِيدُكُمْ Size ziyade olarak bir şeyi vermemi ister misiniz? فَيَقُولُونَ Ehl-i cennet der ki أَلَمْ تُبَيِّضْ وُجُوهَنَا Sen bizim yüzlerimizi ak etmedin mi? أَلَمْ تُدْخِلْنَا الْجَنَّةَ وَتُنَجِّنَا مِنَ النَّارِ Sen bizi cennete sokup ateşten korumadın mı? -Yani bize bu nimetleri vermişken biz daha ne isteyelim derler- فَيَكْشِفُ الْحِجَابَ Bunun üzerine Allah hicabını kaldırır -Yani zatından perdeyi açarak cemalini gösterir- فَمَا أُعْطُوا شَيْئًا أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِنَ النَّظَرِ إِلَى رَبِّهِمْ عَزَّ وَجَلَّ Onlara Rablerine bakmaktan daha sevimli hiç bir şey verilmemiştir. (Müslim, İman, 80; Tirmizi, Sıfetü-l Cennet, 16; Nesai, Sünenü-l Kübra, Tefsir, 179; İbni Mace, Mukaddime, 13; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, No: 23980)
Dördüncü Hadis-i Şerifimiz, Buhari’de geçen, Adiyy İbni Hatim Hazretlerinden nakledilen şu hadis-i şeriftir:
مَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ سَيُكَلِّمُهُ اللَّهُ رَبُّهُ Sizden her biriyle Rabbi olan Allah mutlaka konuşacaktır. لَيْسَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهُ تَرْجُمَانٌ Onunla arasında ne bir tercüman olacaktır وَلاَ حِجَابٌ يَحْجُبُهُ ne de Onu örten bir hicap -yani görülmesine engel bir perde- olacak. (Buhari, Tevhid, 24; No: 7005, 6/2709)
Bir hadis-i şerif daha nakledelim.
Beşinci Hadis-i Şerifimiz, İbni Ömer Hazretlerinden nakledilen bu hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm) cennet ehlinin en kıymetlisini şöyle beyan eder:
وَأَكْرَمُهُمْ عَلَى اللَّهِ مَنْ Onların -yani Cennet ehlinin- Allah katında ne kıymetlisi يَنْظُرُ إِلَى وَجْهِهِ غَدْوَةً وَعَشِيَّةً sabah ve akşam Allah’ın zatına bakandır. (Tirmizi, Tefsir: 72; No:3330, 5/431; Ahmed İbni Hanbel, el-Müsned, No:4623, 2/227)
Bu konuda zikredilebilecek daha çok hadis-i şerif var ve bu hadisleri Kütüb-ü Sitte imamlarının her biri nakletmiş. Üzerinde böyle ittifak olan hadis-i şerifleri inkar etmek, ancak cahillerin yapacağı bir iştir. Kişi bu kadar cahilse ve hadis ilmini bu kadar bilmiyorsa, biz ona ne diyelim, ne söyleyelim…
Kardeşlerim, dersimizi burada noktalayalım. Bir sonraki dersimizde görüşünceye kadar Allah’a emanet olun…