4. O gün bir kısım yüzler parlaktır. Rablerine bakarlar. (Kıyamet, 75/22-23)
Allah’ın ahirette görüleceğine dair Üçüncü Delilimiz, Kıyamet suresinin 22 ve 23. ayetleridir. Bu ayet-i kerimelerde şöyle buyrulmuştur:
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌ O gün bir kısım yüzler parlaktır. إِلَى رَبِّهَا نَاظِرَةٌ Rablerine bakarlar.
Bu ayet-i kerime çok açık bir şekilde, “Rablerine bakarlar.” ifadesiyle, müminlerin Allah’ı göreceğini haber vermektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki, ayet bu kadar açıkken, Mutezile nasıl oluyor da Allah’ın görüleceğini inkar ediyor? Mutezile şöyle diyor:
Ayette geçen نَاظِرَةٌ kelimesi “bakmak” değil, “beklemek” manasındadır. Dolayısıyla ayetin manası, “Rablerine bakarlar.” değil, “Rablerini beklerler.” şeklindedir. Rablerini de beklemek de onlara göre, Allah’ın mükafatını beklemektir.
Mutezile bu görüşünü ispat için, نَظَرَ kelimesinin “beklemek” manasıyla geçtiği ayetleri gösterip der ki: İşte şu ayetlerde نَظَرَ kelimesi “beklemek” manasındadır. Bu ayette de نَظَرَ kelimesinin manası, “bakmak” değil “beklemektir”.
Ehl-i sünnet alimleri, Mutezilenin bu iddiasına karşı der ki: Şu sebeplerden dolayı, ayette geçen نَاظِرَةٌ kelimesi, “beklemek” manasında olamaz.
1. Evet, Kur’an’da “bekleme” manasına gelen birçok “nazara” kelimesi vardır. Ancak “bekleme” manasındaki “nazara”ların hiçbiri, اِلَى harf-i ceriyle kullanılmamıştır. Arap lügatında, نَظَرَ fiili اِلَى harf-i ceriyle kullanılırsa “bakma” ve “görme” manasına gelir. Bu ayette de “nazara” fiili, اِلَى harf-i ceriyle kullanılmıştır. Dolayısıyla “bekleme” manasına gelemez.
Eğer siz ey Mutezile mensupları, Kur’an’da, “nazara” kelimesinin “ila” harfi ceriyle “bekleme” manasına geldiği tek bir ayet gösterin, biz sizin sözünüzü kabul edeceğiz. Lakin gösteremezsiniz. Kur’an’da اِلَى harfi ceriyle kullanılan bütün نَظَرَkelimeleri “bakma” ve “görme” manasındadır.
2. “Rablerine bakarlar.” ayetinden bir önceki ayette, “O gün bir kısım yüzler parlaktır.” buyrulmuş. Yüzlerin parlaklığı ifadesi, mükafata mazhar olduklarını ifade etmektedir. Bu sebeple, bundan sonra gelen “Rablerine bakarlar.” ifadesi, “Allah’ın mükafatını beklerler.” manasına gelemez. Zaten mükafatı almışlar. O halde beklemeye ne gerek var. Dolayısıyla نَاظِرَةٌ kelimesine “bekleme” manası verilemez. Bu kelimeye ancak “bakma” manası verilebilir.
3. Tefsirini yaptığımız, “O gün bir kısım yüzler parlaktır. Rablerine bakarlar.” ayeti kerimesi, Mümin kulları müjdeleme makamında gelmiştir. “Bekleme” manası, müjdeye uygun düşmez. Bu sebeple de kelimeye “bekleme” manası verilemez.
4. Ahiret bir bekleme yeri değildir. Neyin ne olacağını bilmeyip beklemek dünyaya yakışır. Ahirette ise, hakikatler bir anda vücud bulup gerçekleşecektir. Dolayısıyla ayetteki نَاظِرَةٌ kelimesi “bekleme” manasına gelemez…
نَاظِرَةٌ kelimesinin “bekleme” manasına gelemeyeceğine dair, bu dört maddeyle yetinelim. Daha detaylı bilgiyi arzu edenler, Fahreddin-i Razi Hazretlerinin tefsirinden ilgili ayetin izahına bakabilirler. Razi Hazretleri muhteşem izahlarıyla, Mutezilenin imamlarını perişan etmiş.
Sevgili kardeşlerim, Üçüncü Delilimizi burada noktalayalım. Bir sonraki derste Dördüncü Delili işleyeceğiz. O derste buluşuncaya kadar Allah’a emanet olun…