Miraç

5. Miracın bedenle olduğuna dair BEŞİNCİ delil

Miracın bedenle olduğuna dair beşinci delilimizde şöyle akli bir delil sunacağız:

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) insanlara bir gecede yaptığı seyahati anlatıyor.

— Acaba ne anlatıyor da müşrikler Peygamberimizle alay ediyor ve dalga geçiyor?

— Acaba ne anlatıyor da yeni Müslüman olan bir kısım insanlar dinden dönüyor ve kâfir oluyor?

— Acaba ne anlatıyor da sahabeler bile kabullenmekte bu kadar zorlanıyor? İmanları sebebiyle kabul etseler de hadiseyi akıllarına sığıştıramıyor ve kalplerine yerleştiremiyor!

— İnsanların kabullenmekte bu kadar zorlandıkları seyahat ne olabilir?

Acaba Peygamber Efendimiz (a.s.m.): “Ben dün gece rüyamda Mescid-i Aksa’ya gittim. Oradan da semaya yükseldim. Şöyle şöyle şeyler gördüm.” deseydi ve bu seyahatin rüyada geçtiğini söyleseydi, müşrikler Peygamberimizle öyle alay eder ve dalga geçer miydi? Bir kısım insanlar dinden döner miydi? Ve imanda sebat gösteren diğer Müslümanlar kabullenmekte bu kadar zorlanır mıydı?

Hayır, bunların hiç biri olmazdı! Çünkü rüyada bu gibi şeyleri görmek, değil bir peygamber için, bizler için bile mümkündür. Kalbi biraz tasaffi etmiş birisi rüyasında bu gibi şeyleri görebilir. Hatta siz bile rüyanızda kaç defa Kâbe’ye gitmiş, orada tavaf etmişsinizdir. Yine bir kısmınız cenneti görmüş hatta yemeklerinden tatmıştır.

Eğer Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Ben bu seyahati rüyada yaptım.” deseydi ona asla itiraz edilmez ve biraz önce saydığımız hadiseler vukua gelmezdi.

Demek, Peygamberimiz (a.s.m.) başka bir şeyden bahsediyor. Öyle bir şey ki örfte emsali yok; daha önce kimse böyle bir şeyden bahsetmemiş; akıllar kabul edemiyor ve kalplere sığmıyor!

Hatta bu öyle bir hadise ki Peygamberimizin sözünü tasdik etmesi Hazreti Ebû Bekir (r.a.)’a “sıddık” lakabını kazandırıyor. Çünkü Peygamberimiz (a.s.m.) bu hadiseyi anlatınca müşrikler hemen Hazreti Ebû Bekir’in yanına koşuyorlar ve olayı ona alay eder bir tarzda anlatıyorlar.

Ona: “Buna da inanabilir misin?” diyorlar. Hazreti Ebû Bekir’in cevabıysa, “O söylüyorsa doğru söylüyordur.” oluyor. İşte bu sözü ondan başkası söyleyemediği için de “sıddık” lakabı ona layık görülüyor.

Şimdi sorumuzu bir daha tekrar edelim:

— Bu nasıl bir seyahattir ki Peygamber Efendimiz (a.s.m.) anlattığında ortalık toz duman oluyor, niceleri imandan dönüyor, en samimiler dahi tasdikte zorlanıyor?

Aklınıza, “Bu seyahati bedenle yapmış olmalıdır.” cevabından başka bir şey geliyor mu?

Herhâlde gelmiyordur ve gelemez. Mantık bu hadiseleri başka bir şeyle izah edemez.

Eğer miraç hadisesini rüya kabul edersek müşriklerin Peygamberimizle alay etmesini izah edemeyiz; dinden dönmeleri izah edemeyiz; Müslümanların kabuldeki zorlanmasını izah edemeyiz. Bu hadiseleri izah etmenin tek yolu, bu seyahatin bedenle olduğunu kabul etmektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu