15. Ehl-i kitabın cehennem ehli olduğuna dair ON ÜÇÜNCÜ delil
Ehl-i kitabın ehl-i cehennem olduğuna dair on üçüncü delilimiz Nisa suresinin 150 ve 151. ayetleridir. Bu ayet-i kerimelerde şöyle buyrulmuş:
إِنَّ الَّذِينَ يَكْفُرُونَ بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ وَيُرِيدُونَ أَنْ يُفَرِّقُوا بَيْنَ اللَّهِ وَرُسُلِهِ وَيَقُولُونَ نُؤْمِنُ بِبَعْضٍ وَنَكْفُرُ بِبَعْضٍ وَيُرِيدُونَ أَنْ يَتَّخِذُوا بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلاً أُولئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ حَقًّا وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُهِينًا
Şüphesiz Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler, “Bir kısmına iman ederiz, bir kısmını da inkâr ederiz.” diyenler ve bunun arasında bir yol tutmak isteyenler var ya, işte onlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir. Biz kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırladık. (Nisa 150-151)
Bu ayet-i kerimede Allahu Teâlâ iki grup hakkında, “İşte onlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir.” buyurmuş ve onlar için alçaltıcı bir azap hazırladığını bildirmiş.
Bu iki gruptan birincisi: Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenlerdir. Bunlar ateistlerdir. Bunlar hem Allah’ı inkâr ederler hem de peygamberlerini. Bu kâfirler zaten malumunuz…
İkinci gruba giren kâfirler ise hem Allah’a iman ediyor hem de peygamberlere iman ediyor. Bunları kâfir yapan şey, Allah ile bazı peygamberlerin arasını ayırmak ve bir kısım peygamberi inkâr etmektir. Ayetin açık beyanıyla, insan tek bir peygamberi inkâr etse kâfir olur.
Yahudiler hem Hazreti İsa’yı hem de Hazreti Muhammed (a.s.m.)’ı inkâr ediyor. Bu inkârlarıyla da bu iki peygamber ile Allah’ın arasını ayırmış oluyorlar.
Hristiyanlar ise Hazreti Musa’yı kabul ediyor, Hazreti Muhammed (a.s.m.)’ı ise inkâr ediyor. Onlar da Peygamberimiz ile Allah’ın arasını ayırmış oluyor.
Hem Yahudiler hem de Hristiyanlar lisan-ı hâlleriyle, “Biz peygamberlerin bir kısmına iman ederiz, bir kısmını da inkâr ederiz.” diyorlar.
Şimdi, Allah’ın onlar hakkında ne buyurduğuna bir daha bakalım:
يُرِيدُونَ أَنْ يُفَرِّقُوا بَيْنَ اللَّهِ وَرُسُلِهِ وَيقُولُونَ نُؤْمِنُ بِبَعْضٍ وَنَكْفُرُ بِبَعْضٍ وَيُرِيدُونَ أَنْ يَتَّخِذُوا بَيْنَ ذلِكَ سَبِيلاً أُولئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ حَقًّا وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُهِينًا
Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler (yani bir peygamberi inkâr ederek Allah ile arasını ayıranlar), “Bir kısmına iman ederiz, bir kısmını da inkâr ederiz.” diyenler (yani mesela “Biz Hazreti Musa’ya iman ederiz ama Hazreti İsa’yı inkâr ederiz.” diyenler ya da “Biz Hazreti İsa’ya iman ederiz ama Hazreti Muhammed’i inkâr ederiz.” diyenler) ve bunun arasında (yani iman ile küfür arasında) bir yol tutmak isteyenler var ya, işte onlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir. Biz kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırladık. (Nisa 150-151)
— Allahu Teâlâ Yahudiler ve Hristiyanlar hakkında ne buyurdu?
Dedi ki: Onlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir. Biz onlar için alçaltıcı bir azap hazırladık.
Allah böyle diyor. Onların yaptığı işin Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak ve peygamberlerin bir kısmına iman edip bir kısmını inkâr etmek olduğunu söylüyor. Onların kâfir olduğunu ilan ediyor. Sonra birisi çıkıyor diyor ki: Ehl-i kitap cennete girecek!
Yahu Allah’tan kork! Senin hiç mi aklın yok, hiç mi insafın yok! Sen Allah’a ve Kur’an’a nasıl iftira edersin! Bu kadar açık bir ayeti nasıl görmüyorsun! Görüyorsun ve biliyorsun ama senin derdin başka. Senin dersin ıslah değil, ifsat! Allah bu ümmete Kur’an bilgisi versin. Versin de senin gibi şeytanlara kanmasın!