17. Ehl-i kitabın cehennem ehli olduğuna dair ON BEŞİNCİ delil
Ehl-i kitabın ehl-i cehennem olduğuna dair on beşinci delilimiz Tevbe suresinin 29. ayetidir. Cenab-ı Hak bu ayet-i kerimede Ehl-i kitap ile savaşmamızı emretmiştir. Ayetin hükmüne göre, Ehl-i kitap ya cizye öder, ya İslam’a girip Müslüman olur, ya da onlarla savaşılır.
Şimdi birinci sorumuz şu:
— Allahu Teâlâ, düşmanlarıyla mı savaşmamızı emreder yoksa dostlarıyla mı?
Herhâlde cevap “Düşmanlarıyla.” şeklindedir. Bu cevabı vermek için de allame olmaya gerek yok.
İkinci sorumuz şu:
— Madem Allahu Teâlâ, düşmanlarıyla savaşmamızı emreder ve madem Ehl-i kitap ile savaşmamızı emretmiş, bu durumda, Ehl-i kitabın Allah’ın düşmanı olması gerekmez mi?
Herhâlde cevap “Evet, Allah’ın düşmanı olması gerekir.” şeklindedir. Zira düşmanı olmasaydı savaşmamızı emretmezdi.
Üçüncü sorumuz da şu:
— Peki, Allah’ın düşmanı olan Yahudi ve Hristiyanlar cennete nasıl girecek? Allahu Teâlâ düşmanlarını cennete sokar mı?
Meseleye bir de şu cihetten bakalım:
1. Tevbe suresi 29. ayetin beyanıyla, Allahu Teâlâ onlarla savaşmamızı emrediyor.
2. Maide suresi 51. ayetin beyanıyla, onları dost tutmamızı yasaklıyor.
3. Birçok ayetin hükmüyle de bizi onlar gibi olmaktan nehyediyor.
Şimdi, Ehl-i kitap cennete girecek diyenlere şu soruları sormak istiyoruz:
1. Onlar cennete girecekse Allah onlarla savaşmamızı neden emrediyor? Cennet ehli Allah’ın has kullarıdır. Onlarla savaşılır mı?
2. Onlar cennete girecekse Allah onları dost tutmamızı niçin yasaklıyor? Cennet ehlini dost tutmak ve onları sevmek yasaklanır mı?
3. Onlar cennete girecekse Allah bizi onlara benzemekten niçin menediyor? Cennet ehline benzemekten ve onun amelini taklit etmekten daha güzel bir şey var mıdır?
Bütün bu tahlillerin neticesi şudur: Yahudi ve Hristiyanlar İslam’a girmedikleri müddetçe cennete giremezler; cennetin kokusunu dahi duyamazlar.