1. Ehl-i fetret kimdir ve ehl-i fetret Allah’a iman ve amelle mükellef midir?
Ehl-i fetret: İki peygamber arasında yaşamış ve bunlardan birine ulaşamamış kişidir.
Bu kişinin amelle mükellef olmadığı hususunda ittifak vardır. Çünkü namaz, oruç, hac ve bunlar gibi bir amelle mükellef olabilmek için bir peygamberin irşadına ve o ameli öğretmesine ihtiyaç vardır. Ehl-i fetret bir peygambere ulaşamadığı için amelle mükellef değildir.
— Peki, Allah’ı bilmekle mükellef midir?
Bu hususta ihtilaf vardır. Malumunuz Ehl-i sünnet, amelde dört mezhep ve itikatta iki mezhepten oluşur. İtikadi mezhepler Eş’ârî ve Mâtürîdî mezhepleridir. İmam Eş’ârî Hazretlerine göre, ehl-i fetret Allah’ı bilmekle de mükellef değildir. İmam Mâtürîdî ise Allah’ı bilmekle mükellef olduğunu söylemiştir.
İmam Mâtürîdî şöyle der:
— Allah ona akıl vermiş ve bu âlemi varlığının nişanlarıyla doldurmuştur. Kişi bir peygambere yetişemese de aklıyla Allah’ı bulabilir ve bulmakla yükümlüdür.
İmam Eş’ârî’ye göre ise akıl tek başına Allah’ı bulamaz.
— Peki, biz hangi görüşü kabul edeceğiz?
Biz iki görüşü de bilip işin hakikatini Allah’ın ilmine havale edeceğiz. Hazreti Musa (a.s.) gibi, Allah’a teslim olacağız. Hazreti Musa (a.s.) Firavun’u hakka davet ettiğinde Firavun şöyle demiştir:
قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْاُولَى
Firavun dedi ki: Öyle ise (putlara tapan) önceki nesillerin hâli ne olacak?
Hazreti Musa’nın bu soruya cevabı şöyle olmuştur:
قَالَ عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي فِى كِتَابٍ لاَ يَضِلُّ رَبِّي وَلاَ يَنْسَى
(Hazreti Musa) dedi ki: Onların ilmi Rabbimin katında bir kitaptadır. Rabbim ne şaşırır ne de unutur. (Tâhâ 51-52)
Biraz da Hazreti Musa gibi olmak lazım. Hazreti Musa Firavun’un: “Önceki nesillerin hâli ne olacak?” sorusuna bizim gibi cevap vermiyor. Sebebi, Allah’ın adaletine olan teslimiyeti. Ne olacaksa olacak, olan da adalet ve hak olacak. İşte bu cevap kâmil bir imanın neticesidir.
Bizler ise her şeyin tek ve net cevabını istiyoruz. Hâlbuki Allahu Teâlâ her şeyi açık bir şekilde beyan etmemiştir. Bazı meseleler açıktır, bazı meseleler kapalıdır. Ehl-i fetretin amelle mükellef olmadığını Rabbimiz açıkça beyan etmiş. Bu sebeple de bu meselede ihtilaf olmamış, ittifak olmuş. Ama imanla mükellef olup olmadığını açıkça beyan etmemiş. Eldeki delillerden İmam Eş’ârî imanla da mükellef olmadığını, İmam Mâtürîdî ise imanla mükellef olduğunu çıkarmış. Sonra da işin doğrusunu Allah’ın ilmine havale etmişler.
İmam Eş’ârî mi isabet etmiş yoksa İmam Mâtürîdî mi isabet etmiş, ahirette ortaya çıkacaktır. Zaten âlimler hükmü açık olmayan bir mesele hakkında Kur’an ve sünnetten hüküm çıkarmışlar, sonra işin hakikatini Allah’a havale ederek, “En doğrusunu Allah bilir.” demişler.
Ehl-i fetretin imanla mükellef olup olmadığını da en iyi Allah bilir. Biz iki hükmü de beyan ettik.