13. “Allah’a ve Resulüne karşı gelenler.” (Mücadele, 58/5)
2. Resulüne karşı gelenler.Allah’a karşı gelenler, Kur’an’daki hükümlere karşı gelenlerdir. Kim ki Kur’an’ın helalini helal, haramını haram kabul etmezse, bu kişi Allah’a karşı gelmiş olur. Peki ayette geçen, Resulüne karşı gelenler kimlerdir? Sakın, “Bunlar da Kur’an’daki hükümlere karşı gelenlerdir.” demeyin. Çünkü bunlar, Kur’an’daki hükümlere karşı gelenler olamaz. Arapça bilmeyenler için bunu izah edelim:
يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ ayetindeki “vav” harfi, atıf harfidir. Atıf harfi, kendinden sonrasıyla öncesinin farklı olduğunu gösterir. Biz bunu Türkçede de kullanıyoruz. Mesela, Cüneyt ve Vedat geldi desek, Vedat’ın Cüneyt’ten farklı bir şahıs olduğunu anlarız. Vedat farklıdır, Cüneyt farklıdır. Bu farkı ortaya koyan edat da “ve” edatıdır.
Aynen bunun gibi, يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ Allah’a karşı gelenler ve Resulüne karşı gelenler dediğimizde, Resulüne karşı gelenlerin, Allah’a karşı gelenlerden farklı olduğunu anlarız. Eğer ikisi aynı olsaydı, arada “vav” atıf harfi kullanılmaz ve sadece “Allah’a karşı gelenler.” denilirdi. Halbuki böyle denilmemiş. Peki ne denilmiş: Allah’a karşı gelenler ve Resulüne karşı gelenler denilmiş.
Bütün bu izahlardan sonra sorumuz şu:
Allah’a karşı gelmek, Allah’ın kitabının hükümlerine karşı gelmektir. Karşı gelmenin manası, itaat etmemektir. Yoksa burada fiziki bir karşı gelme değildir. Kim Kur’an’ın hükmüne itaat etmezse, Allah’a karşı gelmiş olur.
Peki, Resulüne karşı gelmek, nedir? Aklınıza, Peygamberimiz (asm)’in, hadis-i şerifleriyle bildirdiği hükümlere karşı gelmekten başka bir mana geliyor mu? Herhalde gelmiyordur.
İslam’ın hükümlerini bizler, Kur’an’dan ve Peygamberimizin hadislerinden öğreniyoruz. Kur’an’ın hükümlerini kabul etmeyenler, Allah’a karşı gelmiş olur. Peygamberimizin bildirdiği hükümleri kabul etmeyen de Resulüne karşı gelmiş olur.
Demek birisi, sadece Allah’ın haram kıldıklarını, yani Kur’an’daki haramları kabul etse, bu yeterli değildir. Resulullah (asm)’ın emir ve yasaklarını da kabul etmelidir. Kabul etmezse, ayetin ifadesiyle, Resulüne karşı gelmiş olur.
Bu izahlardan sonra, şimdi hadis inkarcılarına bir çift sözümüz var:
Hadis inkarcılarına diyoruz ki, siz: “Biz Kur’an’a uyarız. Kur’an bize yeter.” diyorsunuz. Peki, Mücadele suresinin 5. ayetine niçin uymuyorsunuz? Bu ayeti kerime, Peygamberimiz (asm)’e karşı gelmemizi, yani onun sözü üzerine söz söylememizi, onun hükmü üzerine başka bir hüküm vermemizi ve onun sünnetine muhalefet etmemizi yasaklıyor. Siz ise bu yasağı hiç umursamayıp, hadisleri ve sünneti inkar ediyorsunuz. Hadisleri ve sünneti inkar etmeniz, Peygamberimiz (asm)’e karşı gelmek değil midir?.. Ve bakın, ayet-i kerime sizin akıbetinizi haber veriyor: Peygambere karşı gelenler helak edilecek, rezil edilecek! Siz helak olmaktan ve rezil edilmekten hiç korkmuyor musunuz?
Sevgili kardeşlerim, bu dersimizi burada noktalayalım. Bir sonraki dersimizde, hadis inkarcılarının çiğnedikleri On üçüncü ayeti göstereceğiz. Bir sonraki derste buluşuncaya kadar Allah’a emanet olunuz.