4. “Allah’ın ve Resulünün haram kıldığını haram kılmayanlarla savaşın.” (Tevbe, 9/29)
2. Resulünün haram kıldığı şeyler.Allah’ın haram kıldığı şeyler, Kur’an’da geçen haramlardır. Peki, Resulünün haram kıldığı şeyler nedir?
Sakın, “Bunlar da Kur’an’da geçen haramlardır.” demeyin. Çünkü bu, Kur’an’da bahsi geçen haramlar olamaz. Arapça bilmeyenler için bunu izah edelim:
حَرَّمَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ ayetindeki “vav” harfi, atıf harfidir. Atıf harfi, kendinden sonrasıyla öncesinin farklı olduğunu gösterir. Biz bunu Türkçede de kullanıyoruz. Mesela, Ali ve Ahmet geldi. desek, Ahmet’in Ali’den farklı bir şahıs olduğunu anlarız. Ali farklıdır, Ahmet farklıdır. Bu farkı ortaya koyan edat da “ve” edatıdır.
Aynen bunun gibi, Allah’ın haram kıldığı şeyler ve Resulünün haram kıldığı şeyler… dediğimizde, Resulünün haram kıldığı şeylerin, Allah’ın haram kıldığı şeylerden farklı olduğunu anlarız. Eğer ikisi aynı olsaydı, arada “vav” atıf harfi kullanılmaz ve sadece “Allah’ın haram kıldıklarını haram kılmayanlarla savaşın.” denilirdi. Halbuki böyle denilmemiş… Peki ne denilmiş: Hem Allah’ın haram kıldığını haram kılmayanlarla, hem de Resulünün haram kıldığını haram kılmayanlarla savaşın, denilmiş.
Bütün bu izahlardan sonra sorumuz şu: Allah’ın haram kıldıkları, Kur’an’da geçen haramlardır. Peki, Resulünün haram kıldığı şeyler nerede geçmektedir? Aklınıza, hadis-i şeriflerden başka bir yer geliyor mu? Herhalde gelmiyordur.
Demek birisi, sadece Allah’ın haram kıldıklarını, yani Kur’an’daki haramları kabul etse, bu yeterli değildir. Resulullahın haram kıldıklarını da haram kabul etmelidir. Çünkü Resulullahın haram kılması da Allah’ın haram kılması gibidir ve bu haram kılmalar da Allah’ın emriyledir. Aradaki tek fark, bu haramlar Kur’an’da değil, hadislerde geçmektedir.
Bu izahlardan sonra, şimdi hadis inkarcılarına bir çift sözümüz var:
Şimdi hadis inkarcılarına diyoruz ki, siz: “Biz Kur’an’a uyarız. Kur’an bize yeter.” diyorsunuz. Peki, Tevbe suresinin 29. ayetini hiç okumuyor musunuz?.. Bu ayetin emriyle niçin amel etmiyorsunuz? Ayet-i kerime diyor ki: Resulullahın haram kıldıklarını haram kabul edin.
Ayetin bu emrine karşı siz hadisleri inkar ediyor ve Resulullahın haram kıldığı şeyleri haram kabul etmiyorsunuz.
Hem ayetin bu kadar açık beyanından sonra, hâlâ nasıl “Vahiy sadece Kur’an’dır, Peygambere başka vahiy gelmemiştir.” diyorsunuz. Peygambere başka vahiy gelmemişse, “Resulullahın haram kıldığı şeyler…” ifadesi ne manaya gelmektedir. Bu ifadeden, haram ların bizi iki şekilde bildirildiği açıkça anlaşılmaz mı?
1. Kur’an’la bildirilenler,
2. Hadislerle bildirilenler.
Hadisleri yok sayarsanız, hadislerin bildirdiği haramları nasıl öğreneceksiniz?
Siz Kur’an’a uyduğunuzu iddia ediyorsunuz, lakin Kur’an’dan hiç nasibiniz yok, Kur’an’ı hiç anlamıyorsunuz. Eğer anlasaydınız, Resulullah’ın sünnetine ve hadislerine muhalefet etmez ve ayetin emrettiği gibi, o sünneti kaynak kabul ederdiniz. İnanın Kur’an bir vadide, sizse başka bir vadidesiniz. Allah sizlere, ölümden önce uyanmayı nasip etsin…
Sevgili kardeşlerim, hadis inkarcılarının, Kur’an’ın daha birçok ayetlerini çiğnediklerini, bu eserde ispat edeceğiz. Bu dersimizi burada noktalayalım. Bir sonraki dersimizde, çiğnedikleri Dördüncü ayeti göstereceğiz. Bir sonraki derste buluşuncaya kadar Allah’a emanet olunuz.