5. “Peygamber size her neyi verdiyse onu alın. Ve size her neyi yasakladıysa ondan vazgeçin.” (Haşr, 59/7)
Bu makamda şu izahı da yapmak istiyoruz:
Bazı kimseler bu ayetin sadece fey hakkında nazil olduğunu söyleyip, “Sadece fey hakkında verdiğini alın, yasakladığından vazgeçin.” diyerek, ayetin ifade ettiği umumiliği reddetmektedirler. Fey, düşmanla muharebe bittikten sonra, İslamiyeti kabul etmeyenlerden sulh yoluyla veya zorla alınan mallardır. Harpte zorla alınan mala ise “ganimet” denir.
İşte bazı kişiler, ayetin üst kısmı fey hakkında olduğu için, “Peygamber size her neyi verdiyse onu alın. Ve size her neyi yasakladıysa ondan vazgeçin.” ayetinin, sadece fey hakkında olduğunu söylemektedirler. Onlara göre, Hz. Peygamber (asm)’ın fey hakkında verdiği hükmü almalıymışız; ama diğer sözlerine uymak zorunda değilmişiz…
Onların bu batıl sözlerine karşı üç sözümüz var. Birinci sözümüz şu:
Arapçada مَا ve مِنْ edatları arasında şöyle bir mana farkı vardır: مَا edatı, bütünü ifade eder. مِنْ edatı ise, teb’iz edatı olup parçayı ve bir kısmı ifade eder. Eğer ayeti kerime “ma” edatıyla değil, “min” edatıyla gelseydi, yani şöyle olsaydı:
وَمِنْ آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمِنْ نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا Eğer böyle olsaydı, manası şöyle olurdu: “Resulün size verdiğinin bir kısmını alın ve sizi nehyettiği şeylerin bir kısmından vazgeçin.”
İşte “min” edatı, ayete bu manayı verirdi. Eğer böyle olsaydı, o zaman, “Biz sadece Peygamberin fey hakkındaki sözüne uyarız, diğer sözlerine uymayız.” diyenlerin söyleyecek bir sözü olurdu. Lakin ayet-i kerime, parçayı bildiren “min” ile değil, bütünü bildiren “ma” ile gelmiş ve denilmiş ki: وَما آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَما نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا yani Peygamber size her neyi verdiyse bütününü alın. Ve size neyi yasakladıysa tamamından vazgeçin. İşte “ma” edatının manaya etkisi budur. Bu durumda, Efendimizin fey hakkındaki sözü “ma” edatına dahil olduğu gibi, diğer bütün sözleri de bu edata dahildir. Ve hepsini almamız gerekmektedir…
Bu husustaki İkinci sözümüz şu: Usul-ü fıkıhta bir kaidedir ki: Ayetin iniş sebebinin hususiliği hükmün umumiliğine engel teşkil etmez. Yani bir hüküm, hususi bir olay üzerine inmiş olsa da bu hüküm umumi kabul edilir. Eğer böyle olmazsa, İslam’ın neredeyse bütün hükümlerini yok saymak zorunda kalırız. Zira Kur’an’ın bir çok hükmü, hususi olaylar üzerine inmiştir. Eğer o hükümleri, sadece o olayla sınırlayıp, “Başka yerde hükmü geçmez.” dersek, o halde Kur’an, sadece o asra inmiş bir kitap olur.
İşte bu sebepten dolayı, Peygamber size her neyi verdiyse onu alın. Ve size neyi yasakladıysa ondan vazgeçin, ayetinin fey hakkında inmiş olması, bu hükmün sadece fey hakkında olduğu neticesini vermez. Hüküm umumidir. Peygamberimizin her verdiğini almalı ve her nehyettiğinden kaçınmalıyız.
Bu husustaki Üçüncü sözümüz de şu: Bütün alimler ve müfessirler, anlattığımız iki sebepten dolayı hükmün umumiliğine hükmetmişlerdir. Bütün alimlerin ittifak ettiği bir meselede onlara muhalefet etmek, ehli aklın kârı değildir. Mesela, “İmamların Güneşi” lakabıyla meşhur Fahreddin-i Razi Hazretleri bu ayet hakkında şöyle der:
“En güzel olan mana, bu ayetin, Resulullah’ın verdiği, emrettiği ve nehyettiği her şeye şamil bir hüküm olmasıdır. Bununla beraber, fey ile ilgili hüküm de bu umumiliğe dahildir.”
Bütün bu izahlardan sonra, şimdi hadis inkarcılarına bir çift sözümüz var:
Şimdi hadis inkarcılarına diyoruz ki, siz: “Biz Kur’an’a uyarız. Kur’an bize yeter.” diyorsunuz. Peki, Haşr suresinin 7. ayetini hiç okumuyor musunuz?.. Bu ayetin emriyle niçin amel etmiyorsunuz? Ayet-i kerime diyor ki:
“Peygamber size her neyi verdiyse onu alın. Ve size neyi yasakladıysa ondan vazgeçin.”
Siz niçin Peygamberin verdiklerini almıyor ve nehyettiklerinden vazgeçmiyorsunuz? Siz Kur’an’a uyduğunuzu iddia ediyorsunuz, lakin Kur’an’dan hiç nasibiniz yok, Kur’an’ı hiç anlamıyorsunuz. Eğer anlasaydınız, Resulullah’ın sünnetine ve hadislerine muhalefet etmez ve ayetin emrettiği gibi, o sünnetin size verdiklerini alır ve nehyettiklerinden vazgeçerdiniz. Allah size hidayet versin.
Sevgili kardeşlerim, hadis inkarcılarının, Kur’an’ın daha birçok ayetlerini çiğnediklerini, bu eserde ispat edeceğiz. Bu dersimizi burada noktalayalım. Bir sonraki dersimizde, çiğnedikleri Beşinci ayeti göstereceğiz. Bir sonraki derste buluşuncaya kadar Allah’a emanet olunuz…