Kur’an’ın ilahi sanattan bahseden ayetlerinin hatimesi harikadır.
Kur’an, beşerin nazarına, ilahi sanatın dokumalarını açar, gösterir. Sonra ayetin hatimesinde ve sonunda, o sanat eserlerini, ilahi isimlerin içine sarar ya da akla havale eder.
Mesela: Yunus suresi 31. ve 32. ayetlerde şöyle buyrulmuş:
“De ki, gökten ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?
Ya da o kulak ve gözlerin sahibi kimdir?
Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkartıyor?
Her türlü işi idare eden kim?
Onlar “Allah” diyecekler.
De ki: o halde, hala korkup sakınmayacak mısınız?
İşte sizin gerçek Rabbiniz olan Allah O’dur.”
İşte Kur’an bu ayet ile başta der: Sema ve zemini, rızkınıza iki hazine gibi hazırlayıp, oradan yağmuru, buradan hububatı çıkaran kimdir? Allah’tan başka koca sema ve zemini iki itaatkâr hazinedar hükmüne kimse getirebilir mi? Öyle ise şükür ona münhasırdır.
İkinci fıkrada der ki: “Sizin azalarınız içinde en kıymettar olan göz ve kulaklarınızın maliki kimdir? Hangi tezgâh ve dükkândan aldınız? Bu latif, kıymettar göz ve kulağı verecek, ancak Rabbinizdir. Sizi icad edip, terbiye eden de Odur ki, bunları vermiştir. Öyle ise, yalnız Rab O’dur. Mabud da O olabilir.”
Üçüncü fıkrada der ki: “Ölmüş yeri ihya edip, yüz binler ölmüş taifelere hayat veren kimdir? Haktan başka ve bütün kâinatın yaratıcısından başka şu işi kim yapabilir? Elbette O yapar, O hayat verir. Madem Allah Hak’tır, kimsenin hukukunu zayi etmeyecektir. Sizi büyük bir mahkemeye gönderecektir. Yeryüzünü dirilttiği gibi, sizi de diriltecektir”
Dördüncü fıkrada der: “Bu büyük kâinatı bir saray gibi, bir şehir gibi intizamla idare edip tedbirini gören, Allah’tan başka kim olabilir? Koca kâinatı, bütün yıldızlarıyla gayet kolay idare eden kudret, o derece kusursuz, nihayetsizdir ki, hiçbir ortak ve yardıma ihtiyacı olmaz. Ve bu koca kâinatı idare eden zat, küçük mahlûkları başkasına bırakmaz. Demek; ister istemez “Allah” diyeceksiniz.”
İşte, birinci ve dördüncü fıkra “Allah” der.
İkinci fıkra “Rab” der.
Üçüncü fıkra ise “el-Hak” der.
Ve ayetin sonu
فَذَلِكُمُ اللّهُ رَبُّكُمُ الْحَقُّ
diyerek biter.
Bu ifade ne kadar mucizene düşmüştür, biraz aklı olan anlar. Ve bu ifadenin Allahtan başka sahibi olamayacağına iman eder.