Edebi Yönü

Kur’an ayetlerinin, kâinattaki fiil ve eserleri, iman hakikatlerine delil yapması harikadır.

Kur’an ayetleri, kâinattan ve içindeki fiil ve eserlerden bahseder ve bu bahisleri bazen Allah’ın birliği, öldükten sonra dirilme, meleklerin varlığı gibi Kur’an’ın temel maksatlarına delil yapar. 

Mesela, Rum suresi 50. ayette şöyle buyrulmuş:

“Allah’ın rahmet eserlerine bak. Yeryüzünü, ölümünün ardından nasıl diriltiyor. Şüphesiz O, ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şeye gücü yetendir.”

İşte bu ayetle, ilk önce yeryüzünde, bilhassa bahar mevsiminde yaratılan canlılara dikkat çekiliyor. Tohumlardan, çekirdeklerden, yumurta ve su damlacıklarından, ne kadar çok canlının, noksansız, hatasız, birbirine karıştırılmadan, mükemmel bir şekilde icat edildiği göze gösteriliyor.

Ve daha sonra, bu fiil ve eserler, öldükten sonra dirilmeye delil yapılıyor. Yani deniliyor ki:

“Yeryüzünü böyle ihya edip, kışın ölen mahlûklar, yazın aynen iade eden Allah’a, sizin öldükten sonra diriltilmeniz mi zor gelecek? Hayır, asla zor gelmez. Çünkü O, her şeye gücü yetendir.”

Ve yine Nâziat suresinde şöyle buyrulmuş:

“Yaratma bakımından acaba sizce, yeniden sizi diriltmek mi daha zor, yoksa uçsuz bucaksız gökyüzünü yaratmak mı daha zor? Hâlbuki Allah gökyüzünü bina etti. Onu direksiz yükseltti ve onu kusursuz işleyen bir sisteme bağladı. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. Ondan sonra yerküreyi deve yumurtası şeklinde icat etti.

Hayvanlarınız ve kendiniz için bir faydalanma ve beslenmek üzere yerden sular çıkardı, orada otlaklar yarattı ve dağları sağlam bir şekilde çaktı.” (Naziat:27-33)

İşte Allah, bu ayette de, öldükten sonra dirilmeyi ispat etmek için, ilk önce semanın ve yeryüzünün ve içindekilerinin icadından bahsetti.

Dünya daki eserlerini ve fiillerini, adeta gözümüze soktu. Bu eser ve fiillerle nihayetsiz kudretini ve sonsuz kuvvetini ispat etti. Ve daha sonra “böyle kuvvetli bir zata ne ağır gelebilir” diyerek öldükten sonra dirilmeye geniş bir kapı açtı.

Şimdi, Kur’an’ın, Allah’ın eserlerinden ve fiillerinden bahseden ve bu bahsi, iman hakikatlerine delil yapan diğer ayetlerini, bu iki misale kıyas et!

Acaba hiç mümkün müdür ki, bu ifadeler ümmî olan, hayatında bir harf bile yazmamış, bir kelime bile okumamış bir beşere ait olsun. Hayır asla!

Bu üslup Allah’tan başka kimseye ait olamaz ve Allah’tan başka kimse bu kelama sahip çıkamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu