وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَاناً لِكُلِّ شَيْءٍ
“Biz sana her şeyi açıklayan kitabı indirdik.” (Nahl, 16/89)
Kuran da her şey açıklanmıştır. Başkasının açıklamasına ihtiyacımız yok diyen zihniyet sözde bu ayeti iddialarına delil yaparak. Kuran’ın çelik misal ayetlerinde kendilerine bir yol bulmaya bir gedik açmaya çalışıyorlar ta ki Kuranı kendi hevalarına göre açıklasınlar. Bununla da bilmeyenleri kandırıyorlar. Hatta öyle ki efendimiz s.a.v.in bir ayet hakkındaki sözüne bile tahammül edemeyip bu kitap açıktır aç oku kimseye ihtiyacın yok diyecek kadar haddi aşıyorlar.
Biz de bu kimselere diyoruz ki bu ayette her şeyi sözü ile siz ne anlıyorsunuz? Her şey Kur’an’da açık mıdır? Her şey ile kastedilen nedir?
Eğer her şey Kuran’da açıksa çok yerlerde namazı kıl derken, neden namazın nasıl kılınacağını ve rekatlarını açıklamıyor?
Eğer her şey Kuran’da açıksa birçok ayette zekâtı ver derken, neden zekâtın hangi maldan ne oranda verileceğini açıklamıyor?
Eğer her şey Kuran’da açıksa وَاَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لِلّٰهِۜ Haccı ve umreyi Allah için tam yapın derken, haccın ve umrenin rükunları ve nasıl yapılacağını neden açıklamıyor?
Eğer her şey Kuran’da açıksa kuranda hırsızın elini kesin diyor el kesme hangi suçlarda tatbik edilir bir elma çalanında eli kesilir mi? Neden açıklamıyor?
Eğer her şey Kuran’da açıksa kuran İçki içmeyin!” diye emrediyor. Peki, içenin cezası nedir, Neden açıklamıyor?
Yine Kur’an “Faiz yemeyin!” diyor. Peki, faiz yiyenin cezasını neden açıklamıyor?
Evet aslında Kuran açıklıyor fakat sizin işinize gelmiyor? Eğer Nahl suresi 44. Ayete baksaydınız açıklama işinin bizzat efendimiz s.a.v. e verildiğini görecektiniz.
وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ
Biz Zikri yani Kur’an’ı sana indirdik
لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ
Kendilerine indirileni insanlara açıklayasın diye. (Nahl 44)
Evet Efendimiz. S.av. ‘in vazifesi şu ayetin ifadesiyle Kuranı açıklamak değil miydi? Her şeyi açıkladık diyen Rabbimizin az önce saydığımız konuları açıklamaması mümkün müdür?
Kur’an-ı Kerim dine ait her şeyi açıklamıştır. Bu açıklamalar, dinî işlerin bazısı için nass yoluyla muhkem ayetlerle, ya da Resulullah s.a.v’e uyup itaat etmeyi emreden ayetlere havale etmek suretiyledir.
Açıklama vazifesini Efendimiz s.a.v’e veren Rabbimiz bir çok ayetiyle de bunu pekiştirmiş ve
“Kim Resule itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur”
Allah a ve resule itaat edin diyerek defalarca zikretmiştir.
Her şey Kur’an’da açıktır. Mücmel hükümlerin birçoğunun açıklanmasını Resulullah s.a.v’e vermiştir. Ve efendimiz s.a.v’i adres göstermiş ve ona itaat edin “O, hevadan konuşmaz. Ona inen Kur’an veya O’nun söylediği sözler, kendisine vahyedilenden başka bir şey değildir diye buyurmuştur.
Eğer siz bu kitabın içinde her şey açık derseniz. Evet bizde diyoruz her şey açıktır. Resulün sünnetini ve onun beyan ve açıklama vazifesini kabul ederseniz her şey açıktır. Yok “Kendilerine indirileni insanlara açıklayasın” ayetine rağmen resulün açıklama vazifesini kabul etmezseniz. Haydi kuran da açıklanmayan namazın nasıl kılınacağını, zekâtın hangi maldan ne kadar verileceğini, haccın ve umrenin rükunlarını ve yasaklara karşı yaptırımları kuran da gösteriniz. Gösteremiyorlar ve hala bu kitapta her şey açıktır bizim kuranı anlamada kimseye ihtiyacımız yok diyorlar. Evet Kuranın ayetlerine bir bütün olarak bakmak lazım diyen bunlar değil miydi? Bir yerde her şey açık derken ve henüz açıklanmamış şeyler varken diğer yerde insanlara açıkla ayetini ne zamana kadar görmezden geleceksiniz.
Kardeşlerim bu zihniyetin en çok canını sıkan ayetlerden biridir bu. Ayette geçen tübeyyine linnas insanlara açıkla, beyan et demek iken bu kulaklar şu sözleri duydu. Bu hadsizlerden bir tanesi çıkıp dedi ki burada aslında tübelliğe linnas insanlara tebliğ et demek istenmiştir diyerek ayeti tahrif etme alçaklığını gösterdi. Baktı olmuyor bu seferde açıklamaktan maksat gizleme, saklama demektir gibi bir mana ile sanki efendimiz s.a.v. gizliyormuş gibi kelime oyunlarıyla efendimiz. S.a.v in açıklama gibi bir vazifesi yoktur demek hadsizliğini gösterdi.
لِتُبَيِّنَ kelimesi izah et, şerh et gibi açıkla demekken gizleme veya gizlemenin karşıtı olan açıklamayla uzaktan yakından alakası yokken kelimeye bu manayı yüklemeleri çaresizliğin bir ifadesidir. Çünkü bu ayeti kabul etseler. Sünneti de hadisleri de kabul etmek zorunda kalacaklar ki tüm davaları iptal olacak.
Kardeşlerim bunlar apaçık bir düşmandır ve oryantalizmin suyundan beslenen alçaklardır. Bunlara laf anlatılmaz. Derdim bunlarda değil. Derdim Kurana ve efendimiz s.a.v e karşı yapılan bu saldırıya karşı üzerime düşeni yapmak ve kandırılan ve ebedi saadetini kaybeden insanların kurtulmasına vesile olmaktır.
Her şeyin Kuran da açık olması kuranı açın istediğiniz gibi anlayın mıdır? Kafanıza göre hüküm çıkarın mı demektir? Resule sırt çevirip hevanıza göre hareket edin mi demektir. Kaçacak yeriniz yok? Eğer resülün açıklama ve tebyin vazifesini kabul etmezseniz neyi kabul ettiğinizi bu millet gördü ve görecektir.
Evet sözümüzü toparlayalım. Kur’an’ın, şeriatın ahkâmını, helâlini-haramını beyan etmesi ya lafzı ve manası ile doğrudan Vahy-i metlüvv olan Kuran ile yahut sadece manası ile Vahy-i gayri metlüvv yani Sünnet ile olmaktadır. Böylece Kur’an’ın mücmel ifadeleri beyan edilmektedir ki; zaten Rabbimiz açıkça “insanlara indirilen hükümleri kendilerine açıklaman için sana bu zikri (Kur ani) indirdik.” buyurmuştur. Nahl, 16/44).
Efendimiz (s.a.v) de Ebu Davud ve Tirmizî’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Bana Kur’an ve bir de O’nun misli verildi.” İşte ona verilen ve Kuran da bazen açıkla diye bazen hikmet diye zikredilen ve Vahy-i gayri metlüvv olan Sünnettir. Resulün sünnetini ve onun beyan ve açıklama vazifesini kabul ederseniz her şey açıktır. “Kendilerine indirileni insanlara açıklayasın” ayetine rağmen resulün açıklama vazifesini kabul etmeyenlere bakın. Kendilerine sorulan yüzlerce soruyu Resulullah s.a.v i aradan çıkararak kurana bakalım ne diyor diyerek bir maskenin arkasında o sorulara kendi hevalarına göre açıklama yapanlar bundan utanmalıdırlar. Hani kuran açıktı niye bu kadar soru var o zaman. O soruların cevabını Kuranda bulamadığınız zaman Kuranda yok o halde şöyledir böyledir diyerek Resule verilen açıklama vazifesini kendi üzerine alanlar vicdanları sönmediyse, kalplerinde zerre kadar insaf kaldıysa bundan utanmalıdırlar.