Hadis inkârcıları sıkışınca diyor ki:
— Biz bütün hadisleri inkâr etmiyoruz. Eğer hadisi akıl ve mantık kabul ediyorsa biz onu kabul ederiz. Yok, akıl ve mantık kabul etmiyorsa biz de onu kabul etmeyiz diyorlar. Hatta içlerinde akla muhalifse ayeti de inkâr ederim diyecek kadar cahil cesurlar da var. Ama etiketliler kiminde Prof. kiminde ilahiyatçı unvanı var. Sakın bu unvanlar sizi aldatmasın kıymetli kardeşlerim
Evet bu kimseler hadisin cerh ve tadilini akılla yapıyorlar. Yani onlara göre aklım kabul ederse o söz hadistir. Yok, aklım kabul etmezse o söz hadis değildir!
Şimdi bu sözü söyleyenlere diyorum ki eğer bu sözünüzde samimiyseniz size bir teklifim var: Şimdi size bazı ayetler göstereceğim. Bakın bakalım, bunları aklınız ve mantığınız kabul ediyor mu?
Kehf suresinde Hazreti Hızır’ın bir gemiyi delmesinden ve bir çocuğu öldürmesinden bahsedilir. Bu işin hikmeti olarak da eğer gemi sağlam olursa zorba hükümdarın gemiye el koyacağı ve çocuk büyürse anne babasına asi olacağı zikredilir. Yani Hazreti Hızır, gelecekte olacak bir hadiseye binaen gemiyi deler ve çocuğu öldürür.
Şimdi, ey aklını hakem yapan hadis inkârcıları! Aklınız bu olayı alıyor mu?
Herhâlde almıyordur. O hâlde hadi hadislere yaptığınız muameleyi bu ayetlere de yapın; ayetleri de inkâr edin ve yaklaşık 1 sayfayı mushafınızdan yırtın atın.
Yine Neml suresinde zikredilir ki: Hazreti Süleyman (a.s.) bir vadiye gelir. Kraliçe karınca diğer karıncalara şöyle seslenir:
يَا أَيُّهَا النَّمْلُ ادْخُلُوا مَسَاكِنَكُمْ
Ey karıncalar! Evlerinize girin.
لا يَحْطِمَنَّكُمْ سُلَيْمَانُ وَجُنُودُهُ وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ
Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin. (Neml 18)
Ayet-i kerimenin açık beyanıyla, Karınca Hazreti Süleyman (a.s.)’ı tanır ve diğer karıncalara “Evlerinize girin.” der. Hazreti Süleyman (a.s.) da karıncanın bu sesini işitip tebessüm eder.
Şimdi, ey aklını hakem yapan hadis inkârcıları! Bu olayı aklınız alıyor mu? Herhâlde almıyordur.
— Yani Karınca Hazreti Süleyman’ı nereden tanıyacak?
— Diğer karıncalara sesini nasıl ulaştıracak?
— Ve Hazreti Süleyman o kısık sesi nereden duyacak?
Herhâlde bu ayetler hadis olsaydı böyle düşünür ve hadisi inkâr ederdiniz. Hadi aynı muameleyi ayetlere de yapın!
Sizin hakeminiz aklınız ya! Hadi, Aklınızın almadığı bu ayetleri de inkâr edin ve yaklaşık 1 sayfayı mushafınızdan yırtın atın!
Yine Kehf suresinde Ashab-ı Kehf’in mağarada yaklaşık 300 yıl uyuduğu zikredilir.
— Bunu da aklınız almıyor değil mi?
O hâlde bunu da inkâr edin.
Neml suresinde Hazreti Süleyman’ın kuşlarla konuşabildiği zikredilir. Aklınız bunu da almıyor; hadi bunu da inkâr edin.
Sebe suresinde Hazreti Süleyman’ın rüzgâra bindiği; gündüz bir günlük yol ve gece bir günlük yol aldığı zikredilir.
— Aklınız bunu da almıyor değil mi?
Öyle ya, insan rüzgâra binebilir mi? Akıl bunu alır mı.. almaz. Öyleyse hadi bunu da inkâr edin ve bu sayfayı da mushafınızdan yırtın.
Hazreti Musa’nın asanının yılan olduğu, Hazreti İbrahim’in ateşe atılıp da yanmadığı, Hazreti Salih’in bir kayadan deve çıkardığı ve bunlar gibi diğer hadiseleri de aklınız almaz. O zaman bu hadiselerin geçtiği sayfaları da yırtıp atın.
Daha bunlar gibi çok ayet gösterebiliriz. Bu ayetler hadis olsaydı hadis inkârcıları hepsini inkâr ederdi.
— Peki, bunlar hak mı değil mi?
İmanı olan diyecek ki: Evet haktır, çünkü bunlar ayettir.
İmanı yoksa zaten bu makamda ona sözümüz yok. Bizim sözümüz, aklını hakem kılan ve aklının kabul etmediği hadisleri inkâr eden kişiyedir. Ona diyoruz ki:
— Bak, aklının almadığı çok ayetler var. Şimdi bunları aklın almıyor diye inkâr mı edeceksin? Edemiyorsun değil mi? Çünkü bunlar ayet. Eğer etsen kâfir olursun.
— Peki, ayette yapamadığını hadiste niçin yapıyorsun?
Şunu hiç düşündün mü: İnkâr ettiğin bir hadis Peygamberimizin sözüyse ne yapacaksın?
Manavdan domates mi seçiyorsun? Hadis denilen ilimden bir insan bu kadar mı nasipsiz olur? Hadislerin cerh ve tadil usulü vardır. Daha usul bilmeden kafasına göre cerh ve tadil yapana ya divane ya ahmak denilir. Bu ilmin kendi içinde birçok kriterler vardır. Bize ulaşan bir hadis-i şerif senedinden metnine kadar her şeyi ile ciddi ve titiz bir metodoji ile bu işin ehli olan alimler tarafından incelenmiştir. Bu metodoloji ile, ravilerin güvenilirliğinden, hadis metinlerinin karşılaştırmasına ve diğer birçok ilmi kriterlere dayanarak hadislerin sahih mi hasen mi zayıf mı veya uydurma olduğuna karar verilir. Bir şey ya ilimle kabul edilir ya da ilimle reddedilir. Sizler gibi bu ilim hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadan gelişi güzel reddedilmez. Bu konuda böyle hevasından konuşanların ne kadar boş konuştuğunu ve bu konuda ne kadar zavallı ve cahil olduklarını hadis ilmine dair yapacağımız derslerde inşallah kendi başlığında izah edeceğiz.
Kardeşlerim, bu dersimizde şunu anlatmaya çalıştık: Eğer aklımızı hakem yapar ve aklımızın almadığı hadisleri inkâr edersek, aklımızın almadığı birçok ayet de var; o zaman o ayetleri de inkâr etmeliyiz. Yok, ayetleri inkâr edemiyorsak hadisleri de inkâr edemeyiz. Yapmamız gereken tek şey, hadis âlimlerinin sözlerine tabi olmak ve hadisler hakkında onların izahını esas yapmaktır. Mesele bu kadar basittir!
Hastalandın nereye gidiyorsun, sanayiye mi, hayır kendi kendine teşhis mi koyuyorsun hayır niye. Çünkü tıp bir ilimdir. O ilmin mütehasıslarını bulmak için döne döne doktor arıyorsun.
Mesela kalbin hasta olduğunda bir kardiyolağa, değilde motor ustasına giden ya da kendi kendine teşhis koyan adamın ahmak olduğu şüphe götürmez bir gerçektir.
Aynen öylede hadis bir ilimdir. Öyle bir ilim ki kendi içinde birçok kriterleri vardır. Eğer az önceki adam gibi ahmak ve divane durumuna düşmek istemiyorsan bana göre bu hadis uydurma ya da bu hadisi kabul etmiyorum deme cehaletini gösterme. Bu ilmin ihtisas sahibi olan alimlerine başvur ta ki aklı başında bir adam olduğunu anlayalım. Yoksa divanelerle konuşmak onlara laf anlatmak kadar manasız bir şey yok. Adama bak ya hiçbir ilmi yok, Arapçası yok, usul bilmez, kaide bilmez, hadisin senedindekileri tanımaz eee. Ben bu hadisi kabul etmiyorum deme cehaletini gösteriyor sen kimsin ya! Gören de İmam Buhari zanneder.
Evet hadisin cerh ve tadili usul ile olurmuş öyle kafana göre hevana göre değil. Rabbimiz bu cahillerin cehaletinden ve şerlerinden bu ümmetin evlatlarını muhafaza eylesin.