14- Resulullah’ın (s.a.v) haram kıldıkları da Allah’ın haran kıldıkları gibidir!
Bu derste, sünnet-i seniyyenin kıymetine dair bazı hadis-i şerifleri nakledeceğiz. Cenab-ı Hak istifade etmeyi ve sünnete uymanın kıymetini anlamayı nasip etsin. Şimdi nakledeceğim hadis öyle bir hadistir ki Resulullah s.a.v bundan 1400 küsür yıl önce, vahy-i İlâhînin mâkesi olan masum ruhuyla zaman ve mekânı tayyederek istikbalde vuku bulacak bir hadiseyi görmüş ve gördüğü gibi söylemiştir. “Bize kuran yeter” diyenleri, eğer birazcık imanları ve insafları kaldıysa titretecek bir hadis-i şerif.
Ebû Dâvûd, İbni Mâce, Ahmed b. Hanbel ve Tirmizî’de nakledilen bir hadis bu. Efendimiz s.a.v. şöyle buyurmuştur.
أَلاَ إِنِّي أُوتِيتُ القُرآنَ وَمِثلَهُ مَعَهُ
Dikkat edin! Şüphesiz bana Kur’an ve onun bir misli verildi.
Efendimiz s.a.v e verilen Kuran’ın misli olan şey nedir? Elbette onun sünnetidir. Kur’an’ın hükümlerini tefsir ve tafsili ile açıklanması ve tam manasıyla açıklanmamış hükümlerin ona öğretilmesidir. وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ Biz Zikri yani Kur’an’ı sana indirdik. لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ Kendilerine indirileni insanlara açıklayasın diye. (Nahl 44) Nahl suresi 44. Ayetle bu açıklama işi bizzat efendimiz s.a.v. e verilmiştir. İşte şüphesiz bana Kur’an ve onun bir misli verildi sözü “bize kuran yeter” diye hadis inkârcılarının yüzüne inen bir tokattır.
Evet Efendimiz. S.a.v’in vazifesi “Kendilerine indirileni insanlara açıklayasın” ayetinin ifadesiyle Kuranı açıklamak değil miydi? Peki nasıl açıklayacak? İşte sizin kabul etmediğiniz sünnet ile açıklayacak ki “bana Kur’an ve onun bir misli verildi” sözü açıklamayı nasıl yapacağını da göstermektedir.
Evet Kur’an “İçki içmeyin!” diye emreder. Peki, içenin cezası nedir? Kur’an “Faiz yemeyin!” der. Peki, faiz yiyenin cezasını Kur’an’da gösterebilir misiniz? Yine Kur’an “Zekât verin!” der. Peki, zekâtın hangi maldan ve ne oranda verileceğini Kur’an’da gösterebilirler mi?.. Allah namazı kılın diyecek ama nasıl kılındığını tarif etmeyecek. Bu mümkün müdür. Bu ayetler ilk önce efendimiz s.a.v.’e indi. Ona namazı emredenin namazı nasıl kılınacağını tarif etmemesini hangi akıl ve vicdan sahibi kabul edebilir. Örnekler saymakla bitmez.
Kuran’da Her şeyi açıkladık diyen Rabbimizin az önce saydığımız konuları açıklamaması mümkün müdür? Kur’an-ı Kerim dine ait her şeyi açıklamıştır. Bu açıklamalar, dinî işlerin bazısı için nass yoluyla muhkem ayetlerle, ya da Resulullah s.a.v’e uyup itaat etmeyi emreden ayetlere havale etmek suretiyledir.
Şimdi hadisimize dikkat edin.
أَلاَ Dikkat edin!
يُوشِكُ رَجُلٌ شَبْعَانُ عَلَى أَرِيكَتِهِ يَقُولُ
Karnı tok bir adamın koltuğuna yaslanarak şöyle diyeceği gün yakındır:
عَلَيْكُمْ بِهَذَا القُرآنِ
“Sizin bu Kur’an’a uymanız gerek. Bu söz tanıdık geldi dimi? Karnı tok koltuğuna yaslanan adam ne diyormuş “Sizin bu Kur’an’a uymanız gerek” Bu adam bu sözü kurana uymak için değil kurandan başka, başta sünnet olmak üzere tüm kaynakları reddetmek için söylüyor. Karnı tok koltuğuna yaslanmış Kuran bize yeter diyen bir adam. Fesübhanallah.
(Bakın şimdi sözlere bakın)
فَمَا وَجَدتُمْ فِيهِ مِنْ حَلاَلٍ
Onda helal bulduklarınızı helal kabul edin.
فَأَحِلُّوهُ وَمَا وَجَدتُمْ فِيهِ مِنْ حَرَامٍ فَحَرِّمُوهُ
Onda haram bulduklarınızı da haram kabul edin.”
Söz ne kadar masum ve güzel duruyor dimi. Ama efendimiz s.a.v. bu kimselerin o hak söz ile batılı murad ettiklerini şöyle ifade ediyor.
أَلاَ Dikkat edin!
وَإِنَّ مَا حَرَّمَ رَسُولُ اللَّهِ كَمَا حَرَّمَ اللَّهُ
Allah’ın resulünün haram kıldıkları da Allah’ın haram kıldıkları gibidir. (Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; İbni Mâce, Mukaddime 2; Tirmizî, İlim, 10; Ahmed b. Hanbel, 6/8)
Bu hadis-i şerifte çok açık bir şekilde Peygamberimiz (a.s.m.) hadis inkârcılarını haber veriyor. Onları uyarmak için diyor ki: وَإِنَّ مَا حَرَّمَ رَسُولُ اللَّهِ كَمَا حَرَّمَ اللَّهُ
— Evet, Allah’ın resulünün haram kıldıkları da Allah’ın haram kıldıkları gibidir.
Niye çünkü efendimiz s.a.v e Kur’an ve onun bir misli daha verilmiştir. Şimdi ben Kuranda bulduğuma uyarım başkasının sözü beni bağlamaz diyenler. Kuranda bulamadıkları haramlara helal diyenlere soruyoruz. Haşa Efendimiz s.a.v. kendi hevasına göre mi konuştu?
وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوٰىۜ
O asla kendi arzu ve hevesine göre konuşmaz. Diyen Allah değil midir?
اِنْ هُوَ اِلَّا وَحْيٌ يُوحٰىۙ
O Ancak vahiy ile konuşur diyen Rabbimiz değil midir?
“Efendimiz, S.a.v, dinin tebliği ve Kuran’ın tefsiri ile haramlar ve helaller hakkında söylediklerinin tamamı vahiydir. O, yalnızca Allah’ın kendisine vahiy ile bildirdiklerini dile getirir. Bu durumda, vahiy yalnızca Kuran’dan ibaret olmadığı gibi, haramlar da sadece Kuran’da yer alanlarla sınırlı değildir. Sünnet de vahiy kaynaklıdır ve bu tür vahye ‘vahyi gayrı metluv’ denir.”
Evet Kuran ayetleri ve إِنِّي أُوتِيتُ القُرآنَ وَمِثلَهُ مَعَهُ kendisine indirilenin bir misli dediği hikmet yani sünnet de vahiydir. Bunun dışında kalan vahyin gelmediği hususlarda efendimiz s.a.v istişare etmiş ve ictihad ederek hüküm vermiştir. Bu kısım ise üzerine basa basa ifade ediyorum ki ibâdetlerde değil, îdâri ve sosyal işler noktasında cereyân etmiştir. Allah’ın haram kılmadığı hususlarda ictihad etmiştir.
Hadisimizin en dikkat çekici kısmı ise; Karnı tok bir adamın koltuğuna yaslanarak “Sizin bu Kur’an’a uymanız gerek. Onda helal bulduklarınızı helal kabul edin. Onda haram bulduklarınızı da haram kabul edin. Diyen adamların geleceğinin haber verilmesidir. Efendimiz s.a.v Rabbimizin kendisine göstermesiyle koltuğuna yaslanıp ta bize kuran yeter diyen adamların geleceğini haber vermiştir. Şimdi TV ekranlarında internet sayfalarında Koltuklarına yaslanıp yayıla yayıla oturan soytarıların resulün sünnetini inkâr adına “Kuran bize yeter” diyen bu adamları görüyor muyuz? Evet görüyoruz. Daha ne diyelim? Bunca sözden sonra bu adamlara uyanlar cehaletin bedelini ahirette en ağır şekilde ödeyeceklerdir.