Günah işlediğimizde kalplerimiz niçin korkmuyor?
Abdullah İbni Ömer hazretlerinden nakledilen bir hadis-i şerifte, Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: اِنَّ هذِهِ الْقُلُوبَ Şüphesiz ki şu kalpler, تَصْدَأُ كَمَا يَصْدَأُ الْحَدِيدُ demirin paslandığı gibi paslanır. Efendimizin bu sözü üzerine Sahabeler derler ki: يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا جِلاَؤُهَا Ey Allah’ın Resulü! Bu kalplerin cilası nedir? Bu soru üzerine Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurur: تِلاَوَةُ الْقُرْآنِ وَ ذِكْرُ الْمَوْتِ Kur’an okumak ve ölümü hatırlamaktır. (Suyuti, Camiu’l-ehadis, 8007 / Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Umman, II-241)
Sevgili kardeşlerim, şimdi anladınız mı, Allah’ı zikrettiğimizde kalplerimiz niçin titremiyor? Günah işlediğimizde kalplerimiz niçin korkmuyor? Cennet’i işittiğinde niçin heyecanlanmıyor? Cehennemi işittiğinde niçin endişelenmiyor?
Bunlar olmuyor, çünkü kalplerimiz, demirin paslandığı gibi paslanmış. Hislerini yitirmiş. O halde gelin, kalplerimize, Kur’an’ı okuma ve ölümü hatırlama cilasını vuralım. Bu cilayla kalplerimizin pasını silip parlatalım.
Ya Rab! Bizleri, Kur’an’ı okuma, onu anlama ve onunla amel etme nimetiyle şereflendir. Bizleri, Kur’an ehlinden eyle. Kur’an’ın ve ölümü tefekkürün cilasıyla, kalplerimizin pasını sil. Âmin.