Hadis-i Şerif Dersleri

Ahiret günü fayda verecek azık

عَنْ اَبِى ذَرٍّ ، قَالَ رَسُولُ اللَّه صلى الله عليه و سلم لَوْ اَرَدْتَ سَفَرًا اَعْدَدْتَ لَهُ عُدَّةً ؟ قَالَ نَعَمْ ، قَالَ رَسُولُ اللَّه فَكَيْفَ سَفَرُ طَرِيقِ الْقِيَامَةِ ؟ اَلاَ اُنَبِّئُكَ يَا اَبَا ذَرٍّ بِمَا يَنْفَعُكَ ذَالِكَ الْيَوْمُ ، قَالَ بَلَى بِاَبِى اَنْتَ وَ اُمِّى ، قَالَ رَسُولُ اللَّه صُمْ يَوْمًا شَدِيدَ الْحَرِّ لِيَوْمِ النُّشُورِ وَ صَلِّ رَكْعَتَيْنِ فِى ظُلْمَةِ الَّيْلِ لِوَحْشَةِ الْقُبُورِ وَ حُجَّ حَجَّةً لِعَظَائِمِ اْلاُمُورِ وَ تَصَدَّقْ بِصَدَقَةٍ عَلَى مِسْكِينٍ اَوْ كَلِمَةُ حَقٍّ تَقُولُهَا اَوْ كَلِمَةُ شَرٍّ تَسْكُتُ عَنْهَا

Hz. Ebu Zer’den (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Ya Eba Zer! Sefere çıkmak istediğinde onun için azık edinir misin?” Ebu Zer (r.a.) dedi ki: “Evet.” Bunun üzerine Resulullah (sav) şöyle dedi: “Peki, kıyamet yolu seferinde halin nasıl olacak? Ya Eba Zer! O gün sana fayda verecek azığı sana haber vermeyeyim mi?” Bunun üzerine Ebu Zer (r.a.) dedi ki: “Anam babam sana feda olsun, evet haber ver.” Bunun üzerine Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Mahşer gününün dehşeti için sıcak günlerde oruç tut, kabrin vahşeti için karanlık gecelerde iki rekât namaz kıl, büyük hadiseler için haccet, miskinlere sadaka ver ya da hakkı söyle veya kötü sözü söyleme!”

Peygamber Efendimiz (sav) bu hadis-i şerifleri ile bizleri uyarmakta ve ahiret yolculuğu için azık edinmemiz hususunda bizleri ikaz etmektedir. Rabbimiz bu ikazdan istifade etmeyi ve ahiret yolculuğu için hakkıyla azık edinmeyi bizlere nasip etsin.

Hadis-i şerifi Ebu Zer (r.a.) hazretleri nakletmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

لَوْ اَرَدْتَ سَفَرًا اَعْدَدْتَ لَهُ عُدَّةً Ya Eba Zer! Sefere çıkmak istediğinde onun için azık edinir misin?… Bu soru üzerine Ebu Zer hazretleri cevaben:  نَعَمْ “Evet” dedi. Bu cevaba karşılık Peygamber Efendimiz (sav) Ebu Zer hazretlerine bir soru daha sordu:

فَكَيْفَ سَفَرُ طَرِيقِ الْقِيَامَةِ Peki, kıyamet yolu seferinde halin nasıl olacak?… Yani ahiret için bir azık hazırladın mı? En kısa yolculuklara bile azıksız çıkılmıyor ise, en uzun ve en meşakkatli yol olan ahiret yolculuğuna hiç azıksız çıkılır mı? Ya da o yola azıksız çıkmayı düşünenler o yolda rahat edeceklerini nasıl zannederler? Efendimiz (sav) şöyle devam etti:

اَلاَ اُنَبِّئُكَ يَا اَبَا ذَرٍّ بِمَا يَنْفَعُكَ ذَالِكَ الْيَوْمُ Ya Ebe Zer! O gün sana fayda verecek azığı sana haber vermeyeyim mi?… Bu hitap üzerine Ebu Zer hazretleri şöyle dedi:  بَلَى بِاَبِى اَنْتَ وَ اُمِّى Anam babam sana feda olsun, evet haber ver…

Aslında Peygamber Efendimizin bu hitabı sadece Ebu Zer hazretlerine değildir. Bu hitap, ahiret azığı hazırlamak isteyen herkese, bu hitap bütün Müminleredir. O halde kim ahiret için bir azık hazırlamak istiyorsa hadis-i şerifin bundan sonrasına son derece dikkat etmeli ve Efendimizin (sav) haber verdiği amelleri azık olarak hazırlamanın peşine düşmelidir. Peygamber Efendimiz (sav) hadislerinin devamında ahiret azığı olacak beş amelden haber vermektedir.

صُمْ يَوْمًا شَدِيدَ الْحَرِّ لِيَوْمِ النُّشُورِ Mahşer gününün dehşeti için sıcak günlerde oruç tut…

Peygamber Efendimizin (sav) ahiret azığı olarak beyan buyurduğu birinci amel sıcak günlerde oruç tutmaktır. Bu oruç, kişiyi mahşer gününün dehşetinden koruyacak ve o günün dehşetine karşı sahibine bir kalkan olacaktır. Oruç ile ilgili bazı hadis-i şerifleri naklettiğimizde oruç ibadetinin Allah-u Teâlâ’nın katındaki kıymeti biraz daha iyi anlaşılacaktır:

Utbe bin Abdillah’dan (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Kim Allah yolunda farz orucu olarak bir gün oruç tutarsa, Allah-u Teâlâ onu cehennemden, yerler ve gökler arasındaki mesafe kadar uzaklaştırır. Kim de bir gün nafile olarak oruç tutarsa, Allah-u Teâlâ cehennemi ondan gök arası ka­dar mesafe uzaklaştırır.”

Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek ve onlardan başka kimse giremeyecektir. ‘Oruçlular nerede?’ diye çağrılırlar. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.”

Ebu Said el-Hudrî’den (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Allah rızası için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük orucu sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.”

Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilmiştir. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Âdemoğlunun her ameli katlanır. Bir iyilik on mislinden yedi yüz mis­line kadar katlanır. Yalnız oruç müstesna, çünkü o benimdir, onun mükâfatını verecek olan da benim. Kulum şehvetiyle taamını benim için bırakıyor.”

Yine Efendimiz buyurmuştur ki: “Oruçlu için iki ferah vardır. Bi­ri iftar zamanındaki sevinci, diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevin­cidir. Emin olun, oruçlunun ağız kokusu Allah indinde misk kokusundan da­ha güzeldir.”

وَ صَلِّ رَكْعَتَيْنِ فِى ظُلْمَةِ الَّيْلِ لِوَحْشَةِ الْقُبُورِ Kabrin vahşeti için karanlık gecelerde iki rekât namaz kıl…

Peygamber Efendimizin (sav) ahiret azığı olarak beyan buyurduğu ikinci amel ise gece kılınan teheccüd namazıdır. Bu namaz kişiyi kabrin vahşetinden kurtaracak ve kabrinde sahibine munis bir dost olacaktır. Gece namazı ile ilgili bazı hadis-i şerifleri naklettiğimizde gece namazının Cenab-ı Hakk’ın katındaki kıymeti daha da iyi anlaşılacaktır:

Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz uyuduğu vakit şeytan onun ense köküne üç dü­ğüm vurur. Her düğümün bulunduğu yere: ‘Haydi uyu, gecen uzun ola!’ (diyerek) vurur. Eğer o kimse uykudan uyandığı vakit Allah’ı zikrederse bir düğüm çözülür. Abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Namaz kılacak olursa bir düğüm daha çözülür ve gönlü rahat olarak sabahlar. Yoksa pis ve tembel olarak sabahlar.”

Cabir İbn-i Abdullah’tan (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Geceleyin öyle bir zaman vardır ki, Müslüman bir kimse o zamana rastlayıp Allah’tan dünya ve ahirete dair hayırlı bir şey dilerse, Allah ona dilediğini verir. Bu her gece böyledir.”

Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan muharremde tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz da gece namazıdır.”

وَ حُجَّ حَجَّةً لِعَظَائِمِ اْلاُمُورِ  Büyük hadiseler için haccet…

Peygamber Efendimizin (sav) ahiret azığı olarak beyan buyurduğu üçüncü amel ise hacdır. Hac, bizleri bekleyen büyük hadiseler için çok güzel bir azıktır. Şimdi, hac ile ilgili bazı hadis-i şerifleri naklederek haccın ne kadar güzel bir azık olduğuna işaret edelim:

Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilmiştir. Bir adam Resulullah (sav)’e sordu: “Hangi amel daha değerli ve kıymetlidir.” Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah’a İman etmektir.” Adam: “Sonra hangisidir?” dedi. Efendimiz: “Allah yolunda cihattır” buyurdu. Adam: “Daha sonra hangisidir?” deyince, Resulullah (sav): “Allah tarafından kabul edilmiş hacdır” buyurdular.

Abdullah İbn-i Mesud’dan (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Hac ve umreyi beraber yapınız, çünkü hac ve umre günahları ve fakirliği giderir. Tıpkı demir, altın ve gümüşün kir ve pasını körüğün giderdiği gibi. Kabul edilmiş haccın sevabı ise ancak cennettir.”

Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Kim Kâbe’yi hacceder ve hac esnasında yapılmaması gereken işlerden olan kadınlarla ilgilenmez ve her türlü kötülük ve günahı da bırakırsa anasından yeni doğmuş gibi günahsız olur.”

وَ تَصَدَّقْ بِصَدَقَةٍ عَلَى مِسْكِينٍ Miskinlere sadaka ver…

Peygamber Efendimizin (sav) ahiret azığı olarak beyan buyurduğu dördüncü amel miskinlere sadaka vermektir. Hz. Ali hazretleri sadakanın kıymetine şöyle dikkat çekmişlerdir: Sadaka sahibinin elinden çıkıp fakirin eline girdiğinde beş şey söyler:

1- Ben az idim sen beni çoğalttın.

2- Ben küçük idim sen beni büyüttün.

3- Ben sana düşman idim sen beni kendine dost yaptın.

4- Ben fani idim seni beni baki yaptım.

5-  Sen beni beklerdin, şimdi ise ben seni bekleyeceğim.

Sadaka vermenin önemine şu hadis-i şerifte de işaret edilmiştir:

Hz. Enes’ten (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı. Bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kalarak:

– Ey Rabbimiz! Dağlardan daha şiddetli bir mahlûk yarattın mı?” dediler. Allah-u Teâlâ:

– Evet, demiri yarattım, buyurdu. Melekler yine sordu:

– Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı?” Hak Teâlâ şöyle buyurdu:

– Evet, ateşi yarattım. Melekler yine sordu:

– Ateşten daha ağır bir şey yarattın mı?” Hak Teâlâ buyurdu ki:

– Evet, suyu yarattım. Melekler yine sordu:

– Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı?” Hak Teâlâ tekrar cevap verdi:

– Evet, rüzgârı yarattım. Melekler:

– Rüzgârdan daha şiddetli bir şey yarattın mı?” diye yine sorunca, Hak Teâlâ:

– Evet, insanoğlunu yarattım, dedi ve devam etti: “Eğer o, sağ eliyle sadaka verir ve sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha şiddetlidir).

اَوْ كَلِمَةُ حَقٍّ تَقُولُهَا اَوْ كَلِمَةُ شَرٍّ تَسْكُتُ عَنْهَا Ya hakkı söyle veya kötü sözü söyleme…

Peygamber Efendimizin (sav) ahiret azığı olarak beyan buyurduğu beşinci amel hakkı söylemek ve gıybet, yalan, dedikodu ve malayani gibi kötü sözleri söylememektir. Bu konu hakkında da Efendimizin birçok hadis-i şerifleri vardır. Biz iki tanesini naklederek bu beşinci azığın kıymetini beyan etmek istiyoruz:

Hz. Enes’ten (r.a.) rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“İnsanlar üç kısımdır. Kârda olan, selamette olan ve zararda olan. Allah’ı zikreden kârdadır. Susan selamettedir. Batıla dalan ise zarardadır.

Yine İ. Malik’in nakline göre Hz. İsa şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın zikrinden başka kelamları çoğaltmayın, çünkü kalpleriniz katılaşır. Katı kalp ise Allah’tan uzaktır, lakin siz bunu bilmezsiniz.”

Cenab-ı Mevla, ahirete azıksız çıkmaktan cümlemizi muhafaza etsin. Bizlere ahiret azığı olarak sıcak günlerde oruç tutmayı, gecelerde namaz kılmayı, haccı eda etmeyi, miskinlere sadaka vermeyi ve hakkı konuşup batıla dalmamayı ihsan etsin. Âmin!

2 Yorum

  1. slmn alykm hocam ellerinize sağlık tüm bunlar çok feyz veriyor. sizden bi ricam olacak.. sitenin 1 sene önceki halinde bu hadisleri mp3 formatında indirebiliyorduk. Bizlere yine böyle bişey sunabilrseniz çok makbule geçer.
    tekrar teşekürler sitenin her bir adımında emeği geçen kardeşlerimize…
    Allaha Emanet..

  2. wep sitenizde emeği olanlara teşekkür ve tebrik eder sizlere ve site ziyaretçilere ve tüm İSLAM ALEMİNE hayırlı günler esenlikler YÜCE ALLAH DAN DİLERİM.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu