9. Bölüm: Efendimize (asm) ait Kur’an’da zikredilen mucizeler 6. Ayet-i Kerime
Sevgili kardeşlerim, mucizeleri inkar ederek, “Peygamberimizin Kur’an’da mucizesi yoktur.” diyenlere, Kur’an’da geçen mucizeleri göstermeye devam ediyoruz. Bu dersimizde, Kur’an’da zikredilen mucizelerinden Altıncısını işliyeceğiz. Tahlilini yapacağımız ayet-i kerime, Tahrim suresinin 3. ayetidir. Bu ayet-i kerimede mealen şöyle buyrulur:
“Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber’e açıklayınca, Peygamber (eşine) bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: ‘Bunu sana kim bildirdi?’ dedi. Peygamber: ‘Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana bildirdi.’dedi.”
Taberi tefsirinde zikredildiğine göre, Abdullah İbni Abbas, İmam Katade, Zeyd İbni Eslem, Abdurrahman İbni Zeyd, İmam Şabi ve İmam Dahhak’a göre ayette zikredilen “Peygamberin zevcelerinden birinden” maksat, Hz. Ömer’in kızı Hz. Hafsa’dır. Ona gizlice söylediği söz de Peygamberimiz (asm)’in kendisine cariyesini haram kılması ve buna dair yemin ederek “Bunu kimseye söyleme.” demesidir.
Hz. Hafsa ise bu sırrı açığa vurmuş ve bu sırrı Hz. Aişe’ye açmıştır. Bunun üzerine Allah Teâlâ, Peygamberimiz (asm)’a Hz. Hafsa’nın bu sırrı başkasına söylediğini bildirmiş; Resulullah da bunu Hz. Hafsa’ya söylemiştir. Hz. Hafsa, Resulullah’ın kendisine bunu söylemesi üzerine: “Bunu sana kim bildirdi? Bunu ben sadece Hz. Aişe’ye söyledim ki yanımızda başka kimse yoktu. O da sana söylemeyeceğine göre bunu sana kim haber verdi?” demiştir. Resulullah (asm) da: “Her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan Allah bildirdi.” buyurmuştur.
Ayet-i kerimenin iniş sebebini kısaca beyan ettikten sonra, “Kur’an’da Peygamberin mucizesi yoktur.” diyen Mustafa İslamoğlu’na, Mehmet Okuyan’a, Abdülaziz Bayındır’a ve Caner Taslaman gibi kişilere bazı sorular sormak istiyoruz:
– Ey Mustafa İslamoğlu, ey Mehmet Okuyan, ey Abdülaziz Bayındır ve mucizeyi inkar eden diğerleri! Şu sorularımıza cevap verin:
– Hz. Hafsa ile Hz. Aişe arasındaki konuşma Peygamber Efendimiz (asm)’a göre gaybdır. Yani Efendimiz (asm) onların yanında değildi. Acaba Efendimizin, kendisine göre gayb olan bu konuşmayı onlara haber vermesi mucize değil midir?
Biraz daha açalım: İki kişi gizlice konuşuyor. Bu iki kişinin ne konuştuğunu bilmek kimse için mümkün değildir. Acaba bu iki kişinin konuştuğu şeyleri bilmek ve haber vermek, mucizeden başka hangi isimle isimlendirilir.
Mucizeyi bir daha tanımlayalım:
Mucize, takat-ı fevki beşer olan şeydir. Yani insanın gücünün üstünde olan şeydir. Acaba iki kişinin gizlide yaptıkları konuşmayı bilmek insanın gücünün üstünde bir şey değil midir ki, buna mucize demekten kaçıyorsunuz.
– Siz şimdiye kadar gizlide yapılan kaç konuşmayı bildiniz?.. Ya da bilen kaç kişi gördünüz? Örfte emsali olmayan bu iş mucize değil de nedir?
Yoksa şöyle mi diyorsunuz:
“Ama bunu Allah bildirdi. Dolayısıyla mucize olmaz…” İyi de zaten bütün mucizeleri yaratan Allah Teâlâ’dır. Allah’ın yaratması veya bildirmesi o şeyi mucize olmaktan çıkarmaz. Biz şuna bakarız: Bu olay insan gücünün üstünde midir, dâhilinde midir? Eğer dâhilinde ise ve örfte emsali çoksa mucize olmaz. Yok eğer dâhilinde değilse ve bir beşer onu taklit edemiyorsa bu bir mucizedir.
İki kişinin gizlide yaptığı konuşmanın içeriğini bilmek ve konuşanlara haber vermek, bir beşerin gücünün üstündedir. Dolayısıyla bu bir mucizedir.
Ey “Peygamberin Kur’an’da mucizesi yoktur.” diyenler! Hiç Tahrim suresini okumadınız mı? Efendimiz (asm)’ın gaybdan vermiş olduğu bu haberin geçtiği ayeti hiç görmediniz mi? Yoksa siz sadece mucizeyi havada uçmak, denizde yürümek ve göğe merdiven yapmak gibi şeyler mi zannediyorsunuz? Eğer böyle zannediyorsanız, önce mucizenin tanımını öğrenin ve sonra gelin bu batıl fikrinizden tövbe edin.
Sevgili kardeşlerim, bu dersimizi burada tamamlayalım ve şimdi Peygamber Efendimiz (asm)’in Kur’an’da zikredilen Yedinci mucizesine geçelim…