11. “Kur’an’da kadere iman yoktur” diyenlere Bakara Suresi’nin 30. ayeti cevap veriyor
“Bir vakit Rabbin meleklere: ‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.’ demişti. Melekler dediler ki: ‘Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?’”
Bu ayet-i kerimede üzerinde duracağımız iki nokta var. Birinci nokta, Cenab-ı Hakk’ın “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demesidir. Evet, Cenab-ı Hak: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demiş; ancak Hz. Âdem’i yarattıktan sonra O’nu cennetine koymuştur. Yani O’nu direkt yeryüzüne göndermemiş ve malum imtihanla cennette imtihan etmiştir. Hz. Âdem’in yasaklanan ağaca yaklaşması sonucu da O’nu cennetten çıkarmış ve yeryüzüne göndermiştir.
Bundan şu anlaşılmaktadır ki:
Allah Teala, Hz. Âdem’in o ağaca yaklaşacağını biliyordu. Zira ayet-i kerimede, “Yeryüzünde bir halife yaratacağım.” buyurmuştur. Hz. Âdem’in yeryüzüne inmesi, yasak edilen ağaca yaklaşması sebebiyledir.
Burada, “Peki, eğer Hz. Âdem ağaca yaklaşmasaydı yeryüzüne iner miydi?” diye bir soru sorulsa deriz ki: Ayet-i kerimede, daha Hz. Âdem yaratılmadan önce, onun yeryüzüne gönderileceği açıkça bildirilmiştir. Dolayısıyla elbette inecektir. Ancak Allah Teala, birçok hikmetinin tahakkuku için O’nu önce cennete sokmuş ve işlemiş olduğu zelle sebebiyle O’nu cennetten çıkarmıştır. Bizim meselemiz, niçin çıkartıldığı meselesi olmadığından, o kapıyı açmıyoruz. Sadece meselemize bakan cihet olan şu noktaya dikkat çekiyoruz:
Demek ki Allah-u Teala, Hz. Âdem’in cennetten çıkmasına sebep olacak zelleyi işleyeceğini biliyordu. Eğer bilmeseydi, yeryüzü için yarattığı Hz. Âdem’i önce cennete sokmazdı. Öyle ya, -sebepler tahtında- eğer Hz. Âdem menedildiği ağaca yaklaşmasaydı cennetten çıkarılmayacaktı. Bu durumda, dünya için yaratılan Hz. Âdem’in ebedi olarak cennette kalması meydana gelmez miydi?..
Ayet-i kerimede üzerinde duracağımız İkinci noktaysa şurasıdır:
Melekler insanın yaratılışı hakkında: “Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?” dediler. Acaba melekler insanın fesat çıkaracağını ve kan dökeceğini nereden biliyorlardı? Öyle ya, daha insan yaratılmamış ve dünyaya gönderilmemişti. Peki, bu gaybi bilgiye melekler nasıl sahip olmuşlardı?
Bu soruya verilebilecek iki cevap vardır:
1. Allah Teala’nın bildirmesiyle bilmişlerdir.
2. Levh-i mahfuzdan okumuşlardır ki, levh-i mahfuzda, olacak her şey kayıtlıdır.
Bu iki cevap da Allah’ın her şeyi bildiği neticesini vermektedir. Bakın, değil Allah, melekler bile -kendilerine bildirildiğinde-geleceği biliyorlar. Hâl böyleyken, “Allah geleceği bilmez.” demek, ne büyük bir cehalettir!
Şimdi bu delili sorularla toplamak istiyor ve Mustafa İslamoğlu’na, Abdülaziz Bayındır’a ve Mehmet Okuyan’a şu soruları soruyoruz:
1. Allah Teala, “Yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demesine rağmen, Hz. Âdem’i ilk önce cennete yerleştirmiştir. O’na bütün cenneti serbest edip, sadece bir ağaca yaklaşmasını yasaklamıştır. Allah Teala, Hz. Âdem’in o ağaca yaklaşacağını bilmiyor muydu?
2. Allah Teala, Hz. Âdem’in ağaca yaklaşacağını -hâşâ- bilmeseydi, O’nu direkt yeryüzüne göndermez miydi?
3. Peki, ya Bu konu hakkında ne dersiniz? Biz, ya Allah bildirdi ya da levh-i mahfuza bakıp öğrendiler diyoruz ki, ikisi de Allah’ın ezeli ilmini ispat eder. Peki sizler, Allah’ın geleceği bilmediğini iddia edenler, cevap verin bize, melekler insanın fesat çıkarıp kan dökeceğini nasıl bildi?..
Sevgili kardeşlerim, bu dersimizi burada tamamlayalım. Bir sonraki dersimizde, bu meseleye dair Beşinci ayetin tahlilini yapacağız. O derste buluşuncaya kadar, hepiniz Allaha emanet olunuz.