Şefaat

10. Bölüm: Şefaat hakkındaki hadis-i şerifler

Sevgili kardeşlerim, eserimizin bu bölümüne kadar şefaati, Kur’an’dan dokuz ayetle ispat ettik. Bu bölümde ise şefaati hadis-i şeriflerle ispat edeceğiz.

Nakledeceğimiz ilk hadis-i şerifi Enes b. Malik Hazretleri rivayet etmiştir. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

شَفَاعَتِى  Benim şefaatim   لِأَهْلِ الْكَبَائِرِ مِنْ أُمَّتِى  ümmetimden büyük günah sahipleri içindir. (Tirmizi, Kıyame: 11; İbni Mâce, Zühd: 26; Ahmed İ. Hanbel, 3/113)

Bu hadisi, hadis imamlarının güneşlerinden olan İmam Tirmizi, İbni Mâce ve Ahmed İbni Hanbel Hazretleri nakletmiştir. Onların ittifak ettiği bir hadis hakkında, artık bu sahih midir, değil midir diye herhalde düşünülmez.

İkinci hadisimizi Zeyd b. Erkam Hazretleri nakletmiştir. Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

شَفَاعَتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَقٌّ  Kıyamet günündeki şefaatim haktır.  فَمَنْ لَمْ يُؤْمِنْ بِهَا Kim şefaatime inanmazsa   لَمْ يَكُنْ مِنْ اَهْلِهَا  onun ehlinden olmayacaktır. Yani şefaatime inanmayan ona kavuşamayacaktır. (El-Mutteki, Kenzü’l-Umman: 14/399)

Bakın, Peygamber Efendimiz (asm) ta o günden, şefaatine inanmayanların olacağını haber vermiş, tam da haber verdiği gibi çıkmış. Peki, inanmayanın zararı kime?.. Kendisine… İnanmamakla Efendimiz (asm)’in şefaatinden mahrum oluyor, kendi nefsine zulmediyor. Yoksa inansa da inanmasa da şefaat haktır.

Üçüncü hadisimizi Osman İbni Affan Hazretleri nakletmiştir. Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

يَشْفَعُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ثَلاَثٌ  Kıyamet gününde üç zümre şefaat edecektir. اَلْاَنْبِيَاءُ  Peygamberler   ثُمَّ الْعُلَمَاءُ sonra alimler  ثُمَّ الشُّهَدَاءُ sonra da şehitler. (İbni Mâce, Zühd:37, 2/1443)

Bakın, Efendimiz (asm) üç grup insanın şefaat edeceğini beyan buyurmuş. Peygamberler, alimler ve şehitler. Şimdi Peygamberimiz, “Şefaat haktır ve bu zümreler şefaat edecektir.” diyor. Bir kısım insanlar da “Yok, şefaat etmeyecekler, şefaat yoktur.” diyor. Kimin sözünü tercih edeceğiz? Peygamberimiz (asm)’in sözünü mü, yoksa peygamber sözünü kabul etmeyen bu cahillerin sözünü mü? Elhamdülillah bizler Peygamberimiz (asm)’in sözünü tercih ediyoruz.

Dördüncü hadisimizde, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

 عَنْ أبِي هريرة ، لِكُلِّ نَبِىٍّ دَعْوَةٌ مُسْتَجَابَةٌ  Her peygamberin müstecab -yani Allah’ın kabul edeceği- bir duası vardır. فَتَعَجَّلَ كُلُّ نَبِيٍّ دَعْوَتَهُ  Her peygamber o duayı yapmada acele etti.  وإِنِّي اخْتَبَأْتُ دَعْوَتِي شَفَاعَةً أُُمَّتِي يَوْمَ الْقِيَامَةِ  Ben ise bu duamı, kıyamet gününde ümmetime şefaat olarak kullanmak üzere sakladım.  فَهِيَ نَائِلَةٌ إنْ شَاءَ اللَّهُ مَنْ مَاتَ مِنْ أُمَّتِي لاَ يُشْرِكُ بِاللََّهِ شَيْئ  Allah’ın izniyle şefaatime, ümmetimden Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan ölenler nail olacaktır. [Buhari, Daavat 1, Tevhid 31; Müslim, İman 334, (198); Muvatta, Kur’an 26, (1, 212); Tirmizi, Daavat 141, (3597)] 

Bakın, Peygamber Efendimiz (asm) müstecab duasını ahirete sakladığını ve bunu ümmetine şefaat olarak kullanacağını bildiriyor. Buna karşı Mustafa İslamoğlu, Mehmet Okuyan, Abdülaziz Bayındır ve diğerleri: “Yok kullanamazsın, şefaat edemezsin.” diyor. Şimdi ne yapacağız?.. Peygamberimiz (asm)’in sözüne mi itimat edeceğiz, bunların sözüne mi?..

Ve bakın, Peygamberimiz (asm)’in bu sözünü İmam Buhari, İmam Müslim ve İmam Tirmizi nakletmiş. Yani bu söz, Kur’an’dan sonra en sağlam kaynaklarda geçiyor. Eğer şefaat yoktur derseniz, bu imamları da yalanlamış olursunuz. Şimdi soruyorum:

– İmam Buhari’ye, İmam Müslim’e, İmam Tirmizi’ye iftira atan, onlara yalancı diyen ahirette iflah olur mu?

Peygamber Efendimiz (asm)’in şefaatle ilgili daha birçok hadis-i şerifleri vardır. Şimdi bu hadislerden bir kısmını, sözü kısa tutmak adına mealiyle nakledeceğiz. Ve dersimize biraz renk gelmesi amacıyla, farklı bir sesle bu hadisleri dinleyeceksiniz. Önce hadisleri dinleyelim, Rabbim istifadeyi nasip etsin, sonra tekrar buluşacağız.

Hz. Ali’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Her kim Kur’an okur ve ezberlerse, Allah onu cennete sokar. Ehlinden cehennemlik olan on kişiye şefaat etmesi için ona yetki verir.” (İbni Mâce, Mukaddeme, 212;  Tirmizi, Kur’an, 2830; Müsned-i Ahmet, 1203)

Cabir İbni Abdullah Hazretlerinden rivayet edilen hadis-i şerifte Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Her kim ezanı işittiği zaman şu duayı yaparsa, kıyamet günü şefaatim ona helal olmuştur…” (Buhari, Ezan,579;  Nesei, Ezan, 673; Tirmizi, Salât, 195; Ebu Davut, Salât, 445; İbn Mâce, Ezan 714)

Ebu Hureyre Hazretleri şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Resulü! Kıyamet gününde senin şefaatine en ziyade kim mazhar olacak?”Resulullah (asm) şöyle buyurdu:

“Ya Eba Hureyre, hadise düşkünlüğünden dolayı, senden önce bunu kimsenin sormayacağını tahmin ediyordum. Kıyamet günü şefaatime en çok nail olacak kimse, kalbinden veya içinden ihlâsla ‘Lâ ilâhe illallah.’ diyendir. (Buhari, İlim, 97)

Yine Ebu Hureyre Hazretleri şöyle demiştir: Peygamberimiz (asm) bir sohbetinde, “Rabbinin seni, Makam-ı Mahmuda göndereceğini umabilirsin.” ayetini okuduğunda, Makam-ı Mahmud’un ne olduğu ona soruldu. Peygamberimiz: “O şefaattir.” cevabını verdi. (Tirmizi, 3062; Müsned-i Ahmed,9307, 9358, 9810, 10419)  

Ubeyd İbni Ka’b’ın babasından rivayetine göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Kıyamet günü olunca ben, peygamberlerin imamı, hatibi ve şefaatlerin sahibi olurum. Bununla beraber övünmem.”(İbni Mâce, Zühd,4305; Tirmizi, Menâkıb, 3546)

Cabir İbni Abdullah Hazretlerinden rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Bana, benden önce kimseye verilmeyen beş şey verilmiştir. Bir aylık yola kadar düşmanlarıma korku salmak ile yardım olundum. Yeryüzü bana temiz olarak mescit kılındı. Onun için ümmetimden namaz vaktine erişen her kimse namazını kılsın. Ganimetler bana helal kılındı. Hâlbuki benden önce kimseye helal kılınmamıştı. Bana şefaat verildi ve her peygamber kendi kavmine gönderilirken ben bütün insanlara gönderildim. (Buhari, Teyemmüm, 323; Müslim, Mesacid, 810; Nesai, Güsl, 429;  Mesacid, 728)

İbni Ömer Hazretlerinden rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Kim Medine’de ölmeye güç yetirirse orada ölsün. Zira ben orada ölenlere şefaat ederim.” (Tirmizi, Menâkıb, 3852; İbn Mâce, Menasik, 3103; Müsned-i Ahmed, 5180, 5555)

Ebu Said el-Hudri Hazretlerinden rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

Resulullah’ın yanında Ebu Talib’in adı geçmiş, bunun üzerine: “Umulur ki kıyamet gününde benim şefaatim ona bir fayda verir de Cehennemin sığ yerine konur, topuklarına kadar erişir, ondan beyni kaynar.” demiştir. (Müslim, İman, 310; Buhari, Menâkıb, 3596; Müsned-i Ahmet, 10636,11044, 11094)

Enes İbni Malik Hazretlerinden rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Cennette ilk şefaat eden ben olacağım ve yine ben peygamberlerden en çok tabisi olanım.” (Müslim, İman, 289, 290, 291; Müsned-i Ahmed, 11969; Darimi, Mukaddeme,51)

Enes İbni Malik Hazretleri der ki: “Resulullah’tan şefaatini istedim.” Dedi ki: “Evet, ederim.” Ben dedim ki: “Nerede isteyeyim?” Dedi ki: “Beni talep edeceğin ilk yerde, yani sıratta iste.” Peki ya seni orada bulamazsam? “O zaman Mizan’da ara.” Ya orada da bulamazsam? “Havzın yanında ara.” (Tirmizi, Kıyame, 2357; Müsned-i Ahmed, 12360)

Sevgili kardeşlerim, şefaat konusunda daha başka hadisler de var. Sözü daha fazla uzatmamak için bu kadarıyla yetiniyoruz. Daha fazlasını bulmak isteyenler, hadis kitaplarının ilgili bölümüne müracaat edebilirler.

Netice olarak deriz ki: Baştan buraya kadar zikrettiğimiz dokuz ayetin ve bu derste naklettiğimiz hadis-i şeriflerin beyanıyla şefaat haktır ve gerçektir. Allah’ın dilediği kullar, Allah’ın izni ve rızası dairesinde şefaat edeceklerdir. Kur’an’da şefaatin olmadığını bildiren bütün ayetler; kâfirler, müşrikler ve Allah’ın razı olmadığı kullar hakkındadır. Bu kullar hakkında, bütün insanlar ve cinler bir araya da gelse şefaatleri onlara fayda vermeyecektir. Demek şefaat, Allah’ın razı olmadığı kullar hakkında asla mümkün olmayıp, izni ve rızası dairesinde meydana gelecektir.

Bununla birlikte, kıyamet hengâmında öyle dehşetli haller vukua gelecektir ki, bu makamlarda peygamberler bile sadece kendilerini düşünecekler; “Allah’ım bana selamet ver, Allah’ım bana selamet ver.” diyerek kaçışacaklardır. İşte şefaatin olmadığını beyan eden ayetlerin bir kısmı da bu dehşetli halleri anlatmaktadır.

Eserimizin bu anına kadar şefaati ispatla meşgul olduk. Bundan sonraki kısımda ise, şefaati inkar edenlerin sözlerine cevap vereceğiz. Bir sonraki bölümde buluşuncaya kadar hepinizi Allah’a emanet ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu