1. “Keramete inanmak şirktir.” diyenlere cevap
Bizim itikadımız olan Ehl-i sünnet itikadına göre, velilerin keramet göstermesi caizdir. Şia’nın itikatta mezhebi olan Mutezile’ye göre ise keramet caiz değildir. Şia kerameti inkâr ettiği gibi, Vehhabi zihniyetine sahip bir kısım kişiler de -tevhid hesabına- hem veliyi hem de kerameti inkâr etmektedir. Kendilerine Ehl-i sünnet diyen bu kısım Vehhabiler, galiba bu konuda Mutezile olduklarının farkında değiller!
Önce şunu belirtelim: Biz “Keramet caizdir.” derken, “Bunu veli zat yaratır.” demiyoruz. Biz de biliyoruz ki her şeyin yaratıcısı Allah’tır ve O’ndan başka yaratıcı yoktur. Kerameti yaratan da Allah’tır. Sadece keramet o veli kulun hürmetine yaratılır.
Ehl-i sünnet’in keramet hakkındaki görüşünü şöylece maddeleyebiliriz:
1. Keramet haktır ve hakikattir. Nasıl peygamberlerin mucizesi varsa, evliyanın da kerameti vardır.
2. Keramet bazen velinin duası hürmetine yaratılır. Bazen de veli istemeden hatta farkında olmadan Allah tarafından ona ihsan edilir.
3. Kerameti yaratan Allah’tır. Mucize gibi, kerameti de Allah yaratır. Velinin bu yaratmada hiçbir müdahalesi yoktur.
Şimdi, kerameti inkâr edenlerin en çok iliştiği, Abdülkâdir-i Geylânî Hazretlerinin tavukla olan kerameti üzerinde biraz tefekkür edelim:
Geylânî Hazretleri tavuğun kemiklerine, قُمْ بِاِذْنِ اللَّهِ “Allah’ın izniyle kalk.” der. Tavuk birden ete kemiğe bürünüp kalkar ve hayat bulur.
Kerameti inkâr edenler bu keramete karşı diyor ki: Buna inanmak şirktir. Yaratmak ancak Allah’a mahsustur.
Şimdi biz onlara diyoruz ki: Bu keramet en sahih kitaplarda kaydedilmiş ve en makbul zatlar tarafından nakledilmiş.
— Bizler bu keramete inanırken, “Ölü tavuğa Geylânî Hazretleri hayat verdi.” diye mi inanıyoruz?
— Yaratma işini ona mı hamlediyoruz?.
Yoo, haşa ve kella! Allah’tan başkası zerre miskal fiile fail olamaz.
— Peki, biz neyi kabul ediyoruz?
Şunu kabul ediyoruz: Allahu Teâlâ, Geylânî kulunun makbuliyetine bir işaret olsun diye, çok hikmetleri bulunan bir kerameti onun eliyle yaratmıştır. Tavuğun kemiklerinden iskeletini kuran Allah’tır. Ona et giydiren Allah’tır. Ona hayat veren yine Allah’tır. Geylânî Hazretleri ise bu hadisenin vukua gelmesinin sebebidir. Onun duası hürmetine yaratılmış ve onun makbuliyetine bir işaret olmuş.
Şimdi, bu hadiseyi inkâr edenlere soruyoruz:
— Tavuğa hayat vermek Allah’a zor mudur?
— Kışın ölmüş ağaçlara baharda hayat veren; onları çiçeklerle, meyvelerle ve yapraklarla cennet hurileri gibi süsleyen bir Zata, bir tavuğa hayat vermek zor mudur?
Hem siz hiç Kur’an okumuyor musunuz? Bakın, Bakara suresinin 259. ayetinde aynen buna benzer bir hadise nakledilir. Allahu Teâlâ Hazreti Üzeyir (a.s.)’ı 100 sene öldürür. Üzeyir (a.s.) 100 sene sonra dirildiğinde eşeğinin çürümüş kemiklerini görür. Allahu Teâlâ o eşeği onun gözü önünde diriltir.
— Siz buna inanmıyor musunuz? Ölü eşeğin diriltilmesi oluyor da tavuğun diriltilmesi neden olmuyor?
Yine Bakara suresinin 260. ayetinde şu hadise nakledilir: Hazreti İbrahim’in duası hürmetine, Allahu Teâlâ onun gözü önünde, ölmüş 4 kuşa hayat verir.
— Hazreti İbrahim (a.s.)’a bu mucizeyi gösteren Allahu Teâlâ, halis bir kulunun eliyle, misali bir olayı ümmet-i Muhammed’e niçin göstermesin?
Yine Âl-i İmran suresinin 49. ayetiyle sabittir ki Hazreti İsa (a.s.)’a ölüleri diriltme mucizesi verilmişti. Hazreti İsa (a.s.) bu ayette şöyle der:
وَأُحْيِ الْمَوْتَى بِإِذْنِ اللَّهِ Ben Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. (Âl-i İmran 49)
— Şimdi, Hazreti İsa’nın ölüleri dirilttiğine inanmak şirk midir?
İnanmak şirk değil, inanmamak küfürdür. Çünkü bu, ayetle sabittir.
— Hazreti İsa’nın eliyle ölüleri dirilten Rabbimiz, Geylânî kulunun eliyle, ölmüş bir tavuğa hayat veremez mi?
— Bunda aklınızın almadığı yer neresi?
— Bunun neresi şirktir?
— Bir hadisede Allah’ın kudretini temaşa etmek şirk midir?
Eğer bu şirkse, Hazreti İsa’nın ölüleri dirilttiğine inanmak da şirktir. Hazreti İbrahim’in gözü önünde kuşların, Hazreti Üzeyir’in gözü önünde eşeğinin diriltilmesine inanmak da şirktir. İyi de bunlar ayetlerle sabit.
— Şimdi biz bunlara iman etmeyecek miyiz?
Tevhid, mucizeleri ve kerameti inkâr etmek değil; o mucize ve keramet üstünde Allah’ın kudretini görmektir!
Bu dersle keramet konusuna giriş yaptık. Daha söyleyecek çok sözümüz ve gösterecek çok delilimiz var. İnayet ve tevfik Allah’tandır.